Gezi’de neler yaşadın?
- Müthiş bir deneyimdi. En başından beri destek verdim.
Korkmadın, kaçmadın…
- Ne demek korkmadın? Hem de nasıl korktum! Tanka, tüfeğe karşı savunmasızsın. Kafadan saldırıyorlar sana. Gazla, sopayla, mermiyle, fişekle. Korktum, ürktüm, tırstım. Ama yanımdakilerin, sağımdakilerin, solumdakilerin gözlerindeki o mücadele ruhunu gördükçe cesaretim artıyordu. Kendime güvenim de... Bana çok iyi geldi Gezi. Kendimi hiç olmadığım kadar ‘insan’ hissettim.
O park senin için ne ifade ediyor?
- LGBT’liler için Gezi çok önemli. Bizim için toplanma alanı, buluşma alanı, şimdi de desteğin ve dayanışmanın adı.
Ayşe Arman / LGBT T24
Gezi Parkı direnişinde etkin rol alan ve direnşçiler arasında da destek gören LGBTT bireyler 'buradayız alışın' ve 'yasak ne ayol' sloganları ile bugün Taksim'de onur yürüyüşü düzenleyecek.
21. LGBT Onur Haftası kapsamında düzenlenecek yürüyüş öncesinde Hürriyet Gazetesi yazarı Ayşe Arman Onur haftası ve Gezi Parkı direnişi hakkında LGBTT hareketinden Asya ve Hasan ile konuştu.
Ayşe Arman'ın Hürriyet gazetesinde yer alan söyleşisinin bir kısmı şöyle şöyle:
'Beni insan olarak görsünler! Herkes gibi, ben de özgürce yaşamak istiyorum'
Adın?
- Asya.
- Asya.
Yaş?
- 32.
Trans birey olarak, bu ülkede ne tür zorluklar yaşıyorsun?
- Hayatımızın her anı zorluklarla dolu: Ev tutmak, çalışmak, toplu taşıma araçlarına binmek, inmek, kafeye, lokantaya gitmek, tedavi olmak, eğitim almak. Liste sonsuza kadar uzar gider! Kısacası yaşamak! Sürekli ötekileştirildiğini, dışlandığını düşün. İşte o kadar zor bir hayat. Translara iş-miş de verilmiyor. Ne kadar yüksek eğitimli olursa olsun…
Avrupa’da yaşasaydın, farklı mı olacaktı?
- Elbette. Hükümetlerin, LGBT bireyleri sahiplendiği toplumlarda insanlar daha özgür.
Gezi’de neler yaşadın?
- Müthiş bir deneyimdi. En başından beri destek verdim.
Korkmadın, kaçmadın…
- Ne demek korkmadın? Hem de nasıl korktum! Tanka, tüfeğe karşı savunmasızsın. Kafadan saldırıyorlar sana. Gazla, sopayla, mermiyle, fişekle. Korktum, ürktüm, tırstım. Ama yanımdakilerin, sağımdakilerin, solumdakilerin gözlerindeki o mücadele ruhunu gördükçe cesaretim artıyordu. Kendime güvenim de... Bana çok iyi geldi Gezi. Kendimi hiç olmadığım kadar ‘insan’ hissettim.
O park senin için ne ifade ediyor?
- LGBT’liler için Gezi çok önemli. Bizim için toplanma alanı, buluşma alanı, şimdi de desteğin ve dayanışmanın adı.
Hiç mi etkilenmedin gazdan, tazyikli sudan?
- Etkilendim. Gazın yan etkileri oldu bana. Saçlarım, kaşlarım, kirpiklerim döküldü.
İktidarla derdin nedir?
- Ben bu hükümetin hiçbir şeyine inanmıyorum. Başa ilk geldiklerinde LGBT’ler için pek güzel şeyler söylediler. “Eşcinsellere haklarını vereceğiz. Hakları kanunla korunacak. Devlet kurumlarında asla aşağılanmayacaklar” falan filan. Ama ne oldu? Peruk düştü, kel göründü! Gerek milletvekilleri gerek AK Partili il başkanları, “Eşcinsellik hastalıktır. Bunlar hasta ruhludur. Sapıktır” dedi. E bizim de onlara sempatimiz bitti. 2002’deki o yumuşak söylemlerinden dolayı LGBT’lilerin yüzde 60’ı onlara oy verdi. Artık kimse güvenmiyor. İkiyüzlü davrandılar.
Parkta “Asla yan yana gelmem” dediğin kimlerle yan yana geldin?
- Benim için MHP’liler asla bir araya gelemeyeceğim insanlar. Dı… Onlarla aynı platformda yer alabileceğimi, yürüyeceğimi, slogan atabileceğimi, rüyamda görsem inanmazdım. Ama oldu. Birlikte yürüdük. Biz zafer işaretleriyle slogan atarken, onlar bozkurt işareti yapıyorlardı. İnanılmaz bir görüntüydü.
Bu durumdan nasıl bir ders çıkardın?
- Demek ki insanlar, zorbalığa karşı birlikte mücadele edebiliyorlar, bunu öğrendim.
Bu deneyim ufkunu ne kadar genişletti?
- Bundan 30 gün öncesine kadar, artık bu ülkede yaşamak istemiyordum. Benimle beraber transların yüzde 90’ı da. Ak Parti bir dönem daha seçilirse ya bizi öldürürler ya da bu ülkeden sürerler diye düşünüyorduk. Yavaş yavaş pasaportlarımızı hazırlıyorduk. Ama bu direnişle birlikte, birdenbire, “Dur ya! Ne gitmesi? Bu ülkede hâlâ umut var” olduk. O parkı, o insanları, o gençliği gördükten sonra trans kimliğimde Türkiye’de yaşayabileceğime hem de güzel yaşayabileceğime inanıyorum. Ve bunun mücadelesini vermek istiyorum.
Yıllar içinde hiç mi olumlu gelişme olmadı?
- Hayır, aksine her geçen gün daha kötüye gitti. Bu ülkede sokak köpeği kadar bile değerimiz yok. Yolda yürüyorsun, polis geliyor seni karakola götürüyor, para cezası kesiyor. “Niye?” diyorsun, “Sen travestisin! Kanun böyle!” diyor. Puan sistemleri var, bize ne kadar çok ceza keserlerse o kadar çok puan alıyorlar. Rütbeleri artıyor. Bu yüzden de direnişteydim. Döktüğüm gözyaşlarının hesabını sormak için!
Nasıl durduk yerde karakola götürebilirler ki…
- ‘Kabahatler Kanunu’nu kullanıyorlar. Bir erkeğin kadın kıyafetiyle dolaşmasının, trafiği engellediği gerekçesiyle üzerimizden para kazanıyorlar. Üç ayrı polis, 10 dakika içinde, aynı kişiye ceza kesebiliyor. Belli kotaları var. O kotaları doldurunca, rütbeleri artıyor. Gaspçıyı, hırsızı yakalamak zor, en kolayı translar.
Geçen haftaki LGBT yürüyüşü neydi? Bugünkü ne?
- Geçen haftaki, ‘Trans Onur Yürüyüşü’ydü. Bugünkü ise LGBT Onur Yürüyüşü.
Neden transları ayırdınız?
- Ayırmadık, sadece farkındalık yaratmak istedik. Çünkü LGBT’ler içinde, en zor durumda olan biziz. Yoksa hepimiz aynı kabın içindeyiz, ama farklı yerlerden politika üretiyoruz.
Geçen haftaki şenlikliydi, bugünkü nasıl olacak?
- Muhteşem olacak! Çok daha büyük bir kalabalık bekliyoruz. LGBT’li bireyler kadar, hetero arkadaşlarımız da bize destek veriyor. Zaten herkes davetli. “Sen yoksan bir eksiğiz!” diyoruz. Herkesi seviyoruz. Desteklerini bekliyoruz.
‘Direniyoruz ayol!’ pankartına bayıldım…
- Evet. ‘Yasak ne ayol?’ da var. ‘Ayol her yerdeyiz’ de... Bunlar, Gezi ruhuyla birlikte doğaçlama çıkan sloganlar.
Bu toplumdan beklediğin ne?
- Beni insan olarak görsünler! Bu kadar. Başka ne bekleyebilirim ki? Herkes gibi, ben de özgürce yaşamak istiyorum.
Gezi’den sonra sosyal itibarınızın arttığını düşünüyor musun?
- Hem de nasıl! Biz yürürken, bayrağımızı görenler artık daha rahat yanımıza geliyorlar. Çünkü bize güveniyorlar. Provokatör olmadığımızı biliyorlar.
Delikanlı i.neler!
Geçenlerde yandaş bir gazete, bizi aşağılamak için, “İ.ne’lerin alt ve üst grupları toplandı, yürüyüş yaptı” diye yazdı. Buna karşılık, Gezi’de dayanışma içinde olduğumuz Çarşı grubu, birlikte direnirken, bizi övmek için ‘Delikanlı i.ne’ler’ diye slogan attı. Biri ne kadar aşağılayıcısıysa öbürü o kadar onurlandırıcıydı.
'Hrant Dink için de oradaydım, Emek Sineması için de Haydarpaşa için de üçüncü köprü için de Pınar Selek için de'
Adın?
- Hasan Hüseyin Şehriban.
Eğitimin?
- Biomedikal cihaz teknolojisini bitirdim. Yeditepe Plastik Sanatlar’dan da terkim.
Çalışıyor musun?
- Üç sene Düşler Akademisi’nde engellilerle çalıştım. Resim öğretmenliği yaptım. Ama bankada da çalıştım.
Kendini nasıl tanımlıyorsun?
- Ben LGBT’yim. Bir kalıba sokmuyorum. Kimsenin dayattığı cinsiyet kimliğini kabul etmek zorunda hissetmiyorum. Akışkan bir yüzeydeyim. İstersem elime oje sürüyorum, istersem topuklu ayakkabı giyiyorum. İstersem bir kadından hoşlanıyorum, istersem bir erkekten. Duygularımın beni götürdüğü şekilde yaşıyorum. Bir kabin düşün, o anki ruh halime göre içine giriyorum, istediğim kıyafetle çıkıyorum. Evin içinde topuklu ayakkabı giyip annemle muhabbet edebiliyorum, elime mavi oje sürebiliyorum.
Aşkı nasıl yaşıyorsun?
- Âşık olduğum sürece cinsiyetine bakmıyorum. Ama cinsel olarak çoğunlukla erkekleri tercih ediyorum.
Sen ne tür sorunlar yaşıyorsun?
- En büyük sorunu aileme açılırken yaşadım. Hatta abilerimden şiddet gördüm. Ama artık hepsi beni kabullendi. Beni ailenin delisi olarak görüyorlar. Her şekilde, her yerdeyim. Gezi’de polise kitap okuyan da bendim.
Hangi gerekçeyle Gezi’deydin?
- Hrant Dink için de oradaydım, Emek Sineması için de Haydarpaşa için de üçüncü köprü için de Pınar Selek için de… O kadar çok şey var ki. Kısaca iktidarın baskı politikalarına karşı oradaydım. Bir de tabii LGBT’lere yapılan zulüm var. Askere gitmek istemiyorsun, “Cinsel ilişki fotoğrafı getir!” diyorlardı, yüzün gülmüyorsa kabul etmiyorlardı. TSK’nın elinde kimsede olmayan bir porno arşivi var. Şu anda, aile bireylerinden biri gay olduğuna tanıklık ederse, askerlik yapamayabiliyorsun. İyi ama ben reşitim, niye kendi beyanım yeterli olmuyor?
Bunca yıl içinde LGBT bireylerin özgürlüğü konusunda bir gelişme olmadı mı?
- Hayır, aksine kötüleşti. Trans cinayetleri arttı. İrem Oka, Bursa’da bir trans bireydi, üstelik ameliyatlıydı. Onu öldüren kişi, “Bana anal ilişki teklifinde bulunduğu için öldürdüm!” gibi saçma bir laf etti. Oysa bu imkânsızdı, İrem’in penisi yoktu. Adam ne kadar ceza aldı bilmiyorum ama indirim alarak çıkacaktır. Müthiş bir trans terörü ve nefreti var.
Senin bu toplumdan beklediğin ne?
Senin bu toplumdan beklediğin ne?
- Herkesin rahat şekilde, var oluşunu sürdürebilmesi. Bir de eşcinselliğin bir tercih değil, yönelim olduğunun kabul edilmesi. Bir insan bu kadar acı çekmeyi, bu kadar ötekileştirilmeyi neden tercih etsin? Manyak mı? Tercih değil bu.
LGBT bireylerin, güvenilirliği konusunda ortak bir yargı oluştu Gezi’de, sen bu konuda ne düşünüyorsun?
- Bizim hayatımız baştan sonra mücadele. Neredeyse doğumundan itibaren. Kendini keşfetmen, kabul etmen, başkalarına kabul ettirmen. Hep savaş, hep savaş. Ama bu gerçek, insanı aynı zamanda güçlü de kılıyor, güvenilir de...
Bu iktidarın haklarınızı vereceğini düşünüyor musun?
- Kendi haklarını doğru düzgün veremiyorlar ki. Türbanlılar üzerinden siyaset yaptılar. Onlara “Haklarınızı vereceğiz” dediler, boş çıktı. Direnişte bizim, omuz omuza sarıldığımız türbanlı arkadaşlarımız vardı. Antikapitalist Müslümanlar’la iç içeydik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder