Tuğçe Tatari 05/01/2013 Akşam
Son dönemlerde ağzından çıkan her sözle saçlarımı diken diken etmeyi başardığı için Ufuk Uras'ı tebrik ederek başlamak isterim yazıya...
Yıllar içinde dönüştüğü şey hayli ilginçtir ve siyasi yolculuğu ibretlik bir öykü olarak gençlere anlatılmalıdır.
Aslında Uras'ın yeni macerası Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'ni de bir gün anlatmak isterim sizlerle ama o gün bugün değil.
Bugün kendisini başka bir konuda anlamaya çalışacağız...
***
Geride bıraktığımız hafta Ufuk Uras, twitter hesabından bir yorum yaptı. Mutlaka haberdar olmuşsunuzdur. Dedi ki: Porno kaseti bulunan CHP Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi, Seyid Rıza'nın itibarı yok ki itibarı iade edilsin demiş. Sevsinler seni.
Tahmin edeceğiniz üzere ortalık birbirine girdi.
Uras eleştiri yağmuruna tutuldu. Üstelik sadece CHP'li veya CHP'ye yakın isimler de değildi, bir çok farklı görüşten gazeteci, sanatçı ve vatandaş da kınadı bu çirkin üslubu...
***
Uras, eleştirilerin sayısı artınca bir açıklama yapmak durumunda kaldı.
Dedi ki: Mağduriyet yaşayan bir insan, mağduriyet yaşayan başka birine, itibarsız diyor. Ben bunu söylemek istedim. Ama 140 karaktere sığdırmaya çalışınca böyle bir yanlış anlaşılma oldu.
Bu açıklama da inandırıcı bulunmadı ve Uras eleştirilerle mücadele etmeye devam etmek durumunda kaldı.
***
Kendisini daha geniş mecralarda ifade etmek ve konuya açıklık getirmek için de birçok gazeteye ve televizyon kanalına beyanatlar verdi. Balçiçek İlter'in programında yaptığı açıklamalar ise yine anlamakta zorluk çektiğim bir Ufuk Uras gerçeğiyle karşı karşıya kalmama sebep oldu. Demiş ki: Namaz kıldığım için aynen bugün olduğu gibi benzer bir baskıya maruz kalmıştım!
***
Daha net anlatayım, tahmin ederim ki sizin de kafanız karışmıştır.
Ufuk Uras, porno kaset söyleminde eleştirilerin dozunun aşıldığını, linç edilmeye vardığını, bu durumun kendisine tanıdık geldiğini çünkü yatılı okulda da namaz kıldığı için benzeri bir mahalle baskısına maruz kaldığını anlatmış.
İsterseniz Ufuk Uras'ın konuya dair açıklamasının devamını da okuyalım: Annem de babam da hacca gidip gelmiş insanlardır. Biz dini bütün insanlar olarak yetiştik. Yatılı okulda namaz kıldığım zaman insanlar bunu komiklik olarak değerlendirmişti. Alay konusu olmuştum.
***
Şimdi insan ister istemez sormak istiyor; namaz kılan bir öğrencinin yaşadığı hissiyatlarla, yetişkin birinin ahlak dışı söylemlerinin eleştirilmesi arasındaki benzerlik ya da bağ nedir?
Uras, şunu demek istiyorsa şayet; solcu olabilirim ama dindar biriyim. Ve asıl rahatsızlık yaratan, eleştirilmeme neden olan da budur.
İşte orada itiraz etmek gerekir.
Kime ne Ufuk Uras'ın solcu ve imanlı biri olmasından?
Kimse onu inancı yüzünden eleştirmedi ki.
Kimse ona 'Sen ne biçim solcusun arkadaş' demedi ki.
Eleştirilmesinin nedeni Seyid Rıza da değildi...
Ufuk Uras, sadece yakışıksız üslubu, terbiyesiz söylemi yüzünden eleştirildi.
Yani konunun dinle imanla ilgisi yok!
Çarpıtmaya da gerek yok.
Son dönemlerde ağzından çıkan her sözle saçlarımı diken diken etmeyi başardığı için Ufuk Uras'ı tebrik ederek başlamak isterim yazıya...
Yıllar içinde dönüştüğü şey hayli ilginçtir ve siyasi yolculuğu ibretlik bir öykü olarak gençlere anlatılmalıdır.
Aslında Uras'ın yeni macerası Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'ni de bir gün anlatmak isterim sizlerle ama o gün bugün değil.
Bugün kendisini başka bir konuda anlamaya çalışacağız...
***
Geride bıraktığımız hafta Ufuk Uras, twitter hesabından bir yorum yaptı. Mutlaka haberdar olmuşsunuzdur. Dedi ki: Porno kaseti bulunan CHP Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi, Seyid Rıza'nın itibarı yok ki itibarı iade edilsin demiş. Sevsinler seni.
Tahmin edeceğiniz üzere ortalık birbirine girdi.
Uras eleştiri yağmuruna tutuldu. Üstelik sadece CHP'li veya CHP'ye yakın isimler de değildi, bir çok farklı görüşten gazeteci, sanatçı ve vatandaş da kınadı bu çirkin üslubu...
***
Uras, eleştirilerin sayısı artınca bir açıklama yapmak durumunda kaldı.
Dedi ki: Mağduriyet yaşayan bir insan, mağduriyet yaşayan başka birine, itibarsız diyor. Ben bunu söylemek istedim. Ama 140 karaktere sığdırmaya çalışınca böyle bir yanlış anlaşılma oldu.
Bu açıklama da inandırıcı bulunmadı ve Uras eleştirilerle mücadele etmeye devam etmek durumunda kaldı.
***
Kendisini daha geniş mecralarda ifade etmek ve konuya açıklık getirmek için de birçok gazeteye ve televizyon kanalına beyanatlar verdi. Balçiçek İlter'in programında yaptığı açıklamalar ise yine anlamakta zorluk çektiğim bir Ufuk Uras gerçeğiyle karşı karşıya kalmama sebep oldu. Demiş ki: Namaz kıldığım için aynen bugün olduğu gibi benzer bir baskıya maruz kalmıştım!
***
Daha net anlatayım, tahmin ederim ki sizin de kafanız karışmıştır.
Ufuk Uras, porno kaset söyleminde eleştirilerin dozunun aşıldığını, linç edilmeye vardığını, bu durumun kendisine tanıdık geldiğini çünkü yatılı okulda da namaz kıldığı için benzeri bir mahalle baskısına maruz kaldığını anlatmış.
İsterseniz Ufuk Uras'ın konuya dair açıklamasının devamını da okuyalım: Annem de babam da hacca gidip gelmiş insanlardır. Biz dini bütün insanlar olarak yetiştik. Yatılı okulda namaz kıldığım zaman insanlar bunu komiklik olarak değerlendirmişti. Alay konusu olmuştum.
***
Şimdi insan ister istemez sormak istiyor; namaz kılan bir öğrencinin yaşadığı hissiyatlarla, yetişkin birinin ahlak dışı söylemlerinin eleştirilmesi arasındaki benzerlik ya da bağ nedir?
Uras, şunu demek istiyorsa şayet; solcu olabilirim ama dindar biriyim. Ve asıl rahatsızlık yaratan, eleştirilmeme neden olan da budur.
İşte orada itiraz etmek gerekir.
Kime ne Ufuk Uras'ın solcu ve imanlı biri olmasından?
Kimse onu inancı yüzünden eleştirmedi ki.
Kimse ona 'Sen ne biçim solcusun arkadaş' demedi ki.
Eleştirilmesinin nedeni Seyid Rıza da değildi...
Ufuk Uras, sadece yakışıksız üslubu, terbiyesiz söylemi yüzünden eleştirildi.
Yani konunun dinle imanla ilgisi yok!
Çarpıtmaya da gerek yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder