Odatv Davası'nın tutuklu sanığı gazeteci Soner Yalçın, geçtiğimiz hafta 'Atılı suçun niteliği ile tutuklulukta geçirdiği süre' göz önüne alınarak tahliye edildi. 2 yıla yakın cezaevinde kalan ve bu süreçte 'Hakkımda ahlaksızca bir karalama kampanyası yapıldı. Hakikatleri başka kalıplara soktular ve insanların kafasını karıştırdılar' diyen Yalçın, yaşadıklarını AKŞAM Gazetesi yazarı Tuğçe Tatari'ye anlattı.
Tuğçe TATARİ / Soner YALÇIN Akşam PAZAR
Bana göre röportaj dediğin empatiden uzak olmalı. Karşındakinin yerine kendini koymamalısın. Kolay kolay ikna olmamalısın. İnatlaşmalısın, itişmelisin biraz... Ama, bu sefer farklı, çünkü Soner Yalçın benim arkadaşım. Konulara dışarıdan bakabilme ihtimalim düşük ama itişme derseniz o her daim var. Çünkü ben ondan daha kavgacıyım, kolay unutmaya, kolay affetmeye de karşıyım.
Bu röportajda 1,5 yıl Silivri Cezaevi'nde yatmış, çete üyesi olmakla suçlanmış, ihaneti de, haksızlığı da fazlasıyla yaşamış bir gazetecinin hakkında ortaya atılan iddialara, yaşadıklarına, hissettiklerine ve medyaya dair çarpıcı tespitlerini okuyacaksınız...
× İçeride olduğun sürece neler yaşadın?
1,5 yıl boyunca belki de Türkiye'de yapılmış en büyük itibarsızlaştırma kampanyası yürütüldü. Özellikle de benim hakkımda. İnkar edilemez bir karalama kampanyası yapıldı, doğru. Üstelik ahlaksızca yapıldı bu. Bilerek düşmanlık yaptılar. Bilerek yalan söylediler, çarpıttılar.
× Seninle dertleri neydi peki?Çünkü onlar bize bu tertibi yapanların medya ayağı. Bunların gazetecilikle alakaları yok. Tek dertleri itibarsızlaştırmak, tertibi hazırlayanlara hizmet ediyorlar.
× Sorumluluğu sadece 'tertipçi'lere yüklemeyelim bence...Diğerleri de basın özgürlüğü sorununu Soner Yalçın üzerinden tartıştı. Bu sorun kişi üzerinden tartışılmaz. Dünkü çocuklar çıktı 'Üslup' dedi. Ne dediğini bile bilmiyor. Soner Yalçın'ın dilini, üslubunu tartışıyor. Yahu Soner Yalçın'ın dili ve üslubu bir terör örgütü yargılamasının konusu olabilir mi? 'Ama Soner şöyle yazmıştı!' Yahu bırak onu terörden söz ediliyor, Özel Yetkili Mahkeme'de yargılanıyor, adam cezaevinde. Benim üslubumu medya içinde tartışırız, konuşuruz, benim de söyleyecek sözüm vardır ama bu mahkemelerin konusu değildir. İnsanın canını yakan da bu. 170 yıllık basın tarihimiz var; nereden çıktı bu adamlar? Nasıl bu kadar gür bir ses haline geldiler. Nasıl kurdular bu koroyu? Tüm hayatımı televizyonlarda paspas ettiler.
KİMİN KİŞİSEL HESABI VAR?× Soner sadece 'yeni türeyen' gazeteciler yapmadı bunu, lütfen. Yıllardır tanıdığımız bildiğimiz meslektaşlarımız da bu koroya dahil oldu, kişisel hesaplar döküldü ortaya...
İyi de kimin benimle ne diye kişisel hesabı var, ben onu da bilmiyorum.
× Çoğunluğu Odatv'de yapılan haberlerden ötürü... En azından öyle söyleyenler çoğunlukta.Hangi haber; hangi yazı; konu ne? Onu da tam olarak söylemedi ki kimse.
× Yok canım, söyleyenler oldu. Nerede? Delilini ortaya koysunlar o halde. 'Şu haber' desinler, biz de tartışalım. × 'Odatv beni hedef gösterdi' diyenler...
Ergenekon yargılaması gibi bir şey işte bu. Herkes kalkıp 'Bana şunu demişti' diyor. Ben bunu diyen adamları tanımıyorum, çoğunun adını cezaevinde duydum.
× 'Soner Yalçın kötü bir gazetecidir' diyenler de oldu.
Nasıl bir gazeteci olduğuma okuyucu karar verir. Okuyucudur bunun ölçüsü. Kim kendine böyle bir jürilik payesi verebilir?
× Hakkında yazılan, söylenenleri nasıl karşıladın içeride?Espriye vurdum. Alay ettim.
× Gazetecilik cesur olmayı mecbur kılan bir iş değil mi? Bize böyle öğrettiler.Onlar da elenecek. 1987 yılında gazeteciliğe başladım. Nice önemli, ünlü gazeteciler vardı. Sonra yok oldular, çünkü okur onlara inançlarını kaybetti. Gazeteci gerçeğin yanında durmak zorunda, ne pahasına olursa olsun.
× 2 sene içeride kaldın. Dostların sindi. Ana akımın şöhretli yazarlarının çoğu seni orada yalnız bıraktı, sahiplenmedi... Korku cesareti aşındırır. Zor dönemde ortaya çıkar kimin ne olduğu. Olağan dönemlerde birçok isim, iyi gazeteci gibi görünebilir. Önemli olan olağanüstü dönemlerde iyi gazeteci olabilmektir. Karşı koymak, cesaretli olmak durumundadır; evet ama takdiri de halka aittir.
× Gazetecinin korkmasını kabul etmiyorum. Hele korktuğu için inandığını, gördüğünü, bildiğini yazmamasını asla...Korka korka da olsa yazması gerekir haklısın.
× Peki, ama ya tahliye olduktan sonra gizlendiği yerden çıkanlar. Onlar ne olacak?
Ben bir şey demem.
× Kızmaz mı insan? İhanete uğramış, hissetmez mi? Bu insanların hepsi yazdıkları, yaptıkları ve söyledikleriyle okurun karşısına çıkıyor. Sen bunlara kızmasan da, kızsan da onlar değerlendirir ve eler zaten.
× Diğer yandan büyük bir kenetlenme de yaşandı aslında bu süreçte. Siyasal görüşü birbiriyle tamamen zıt olan gazeteciler vicdanlarını dinledi ve haksızlığın, yalanın karşısında kenetlendi. İnsan olan zulüm karşısında soğukkanlı duramaz. Bırak gazeteciyi sadece insan olmak bunu getirir zaten.
BEN AYDIN DOĞAN OLSAM...
× Hürriyet Gazetesi'ne kızgın mısın? İçeriye girdikten çok kısa bir süre sonra seni işten çıkardılar.Aydın Doğan'ı anlıyorum ben. Ama hoyratlığı ve özensizliği kabul edemiyorum. Ben olsam şüphesiz farklı davranırdım ama ben gazete patronu değilim.
× Hürriyet Gazetesi'ne kızgın mısın? İçeriye girdikten çok kısa bir süre sonra seni işten çıkardılar.Aydın Doğan'ı anlıyorum ben. Ama hoyratlığı ve özensizliği kabul edemiyorum. Ben olsam şüphesiz farklı davranırdım ama ben gazete patronu değilim.
× Serdar Turgut eski arkadaşın. Bu süreçte hakkında olumsuz yazılar yazdı. Ancak tahliyenden kısa bir süre sonra 'Pişmanım, Soner Yalçın'ın yüzüne bakabilecek durumda değilim' diye yazdı.Çok kızmıştım ona. Şimdi özür dileyen birine ne denir ki? Hatasını anlamış. Bu tamamen kendisiyle ilgili bir durumdur.
× Sanki bu ülkenin hiç aydını yokmuş gibi; bu dönem bunu mu çıkardı ortaya?
Akil adam dediklerimizin akil olmadığı ortaya çıktı tabii. Düşün adamı olarak değer verdiklerimizin çok sıradan olduklarını öğrendik. Aydınımız yokmuş demek ki.
× Aydınları olmayan ülke olur mu?
Yeni aydınlarını yaratacak bu dönem. Aynen yeni yazarlarını, gazetecilerini, siyasi figürlerini yaratacağı gibi. Cicim günlerinde kendini aydın gibi gösterenler, medyayı kullanarak kendilerine aydın dedirtenlerin öyle olmadıkları ortada. İktidar gölgesine sığındılar, büyük hayal kırıklığıdır. Ama bu dönem onları da eleyecek.
HEPİMİZ KORKAĞIZ
× Mesela Enis Batur katıldığı bir programda 'Bende o yürek yok' dedi.Aydın dediğin yürekli olmak zorunda. Hepimiz korkağız. Kim korkak değil ki? Ben belki Enis'ten daha fazla korkmuşumdur. Ben neden kendi hayatımı tehlikeye atıyorum? Salak mıyım? O da kendine yazarım diyorsa, entelektüelim, aydınım diyorsa nasıl sessiz durabilir. Bunu kabul edemem. 'Halkın, ülken için bir kavgaya soyun!' demiyoruz; 'Kendin için soyun!' diyoruz. Gerçeği görüyor ama sessiz kalıyorsun, olmaz. Yazarlıktan, aydın olmaktan istifasını vermiş o zaman.
× Mesela Enis Batur katıldığı bir programda 'Bende o yürek yok' dedi.Aydın dediğin yürekli olmak zorunda. Hepimiz korkağız. Kim korkak değil ki? Ben belki Enis'ten daha fazla korkmuşumdur. Ben neden kendi hayatımı tehlikeye atıyorum? Salak mıyım? O da kendine yazarım diyorsa, entelektüelim, aydınım diyorsa nasıl sessiz durabilir. Bunu kabul edemem. 'Halkın, ülken için bir kavgaya soyun!' demiyoruz; 'Kendin için soyun!' diyoruz. Gerçeği görüyor ama sessiz kalıyorsun, olmaz. Yazarlıktan, aydın olmaktan istifasını vermiş o zaman.
ORHAN PAMUK, STRATEJİDİR
× Orhan Pamuk da bu süreçte sessiz kaldığı için çok eleştirildi. İstediğini yapabilir, istediğine mektup yazabilir, sessiz kalma hakkını da kullanabilir ama biz de onu eleştirme hakkına sahibiz. 'Orhan Pamuk'u linç edelim, katledelim' düzeyinde bir eleştiriden söz etmiyorum. Başarı endeksli yazarlık söz konusu olunca böyle oluyor işte. Strateji yapıyor. Ben ne yaparsam başarıya doğru giderim, onun stratejisini yapıyor. Sessizliği ondandır. Orhan Pamuk bir stratejidir. Aydın olmak gibi bir derdi yok onun. Ama bu Orhan Pamuk'un yazdıklarını beğenmeyeceğimiz anlamına da gelmez. Eleştirebilirsin ama yazarlığını beğenebilirsin, bunlar birbirinden ayrıdır.
× Orhan Pamuk da bu süreçte sessiz kaldığı için çok eleştirildi. İstediğini yapabilir, istediğine mektup yazabilir, sessiz kalma hakkını da kullanabilir ama biz de onu eleştirme hakkına sahibiz. 'Orhan Pamuk'u linç edelim, katledelim' düzeyinde bir eleştiriden söz etmiyorum. Başarı endeksli yazarlık söz konusu olunca böyle oluyor işte. Strateji yapıyor. Ben ne yaparsam başarıya doğru giderim, onun stratejisini yapıyor. Sessizliği ondandır. Orhan Pamuk bir stratejidir. Aydın olmak gibi bir derdi yok onun. Ama bu Orhan Pamuk'un yazdıklarını beğenmeyeceğimiz anlamına da gelmez. Eleştirebilirsin ama yazarlığını beğenebilirsin, bunlar birbirinden ayrıdır.
TAHLİYEYİ DUYUNCA AĞLADIM
× Tahliye haberini aldığın ana dönebilir miyiz?Cezaevi aracından indik, yanımda Yalçın Küçük var, cezaevine gireceğiz. O esnada bir teğmen 'Gözün aydın' dedi. 'E' dedim 'Hocama?', 'Yok!' dedi, 'Bir tek siz tahliyesiniz'. Yıkıldım. Hala gözüm doluyor. Adam 75 yaşında, suçu da kitap yazmak.
× Tahliye haberini aldığın ana dönebilir miyiz?Cezaevi aracından indik, yanımda Yalçın Küçük var, cezaevine gireceğiz. O esnada bir teğmen 'Gözün aydın' dedi. 'E' dedim 'Hocama?', 'Yok!' dedi, 'Bir tek siz tahliyesiniz'. Yıkıldım. Hala gözüm doluyor. Adam 75 yaşında, suçu da kitap yazmak.
× Nasıl vedalaştın Yalçın Küçük'le?Gözünün içine bakamadım. Doğru düzgün vedalaşamadım bile. Çok acı bir deneyim. Orada o adamı bırakıp çıkıyorsun. Hızlıca koğuşa girdim ve ağladım. Koğuş arkadaşlarım panik oldu çünkü iki senedir beni o halde görmediler.
× Tahliye haberine sevinemedin mi?
Canın yanıyor. Çünkü biliyorsun ki herkes bir tertiple içeride. İçeridekiler bir kişi daha tahliye oldu mu seviniyor, bayram ediyor. Ama tahliye olan için sevinci doyasıya yaşamak mümkün değil.
× 2 sene sonra aniden bir sabah polislerce basılan evine geri döndün. Nasıl hissediyorsun şimdi bu evde?Evde de bir tedirginlik yaşamıyorum.
× Telefonla rahat konuşabiliyor musun?
Tabii rahatım. Dinleniyor olabilirim, evimde böcek de olabilir. Umurumda değil. İstedikleri kadar dinlesinler.
× Tüm telefon konuşmaların gazetelerde yayınlandı. Utandın mı?
Utanmadım. Neden utanacakmışım? Onları yayınlayanlar utansın. Üstelik meslektaşlarım yayınladı... Farkında değiller mi ki bu açtıkları yol yarın kendi özel görüşmelerinin yayınlanabilmesine de neden olur?
BİR DE MEŞHUR OLDUK!
× Sen kameralardan, şöhretten uzak durmak için çabalayan biriydin, şimdi evinin önünde kameralar bekliyor.Evet, en rahatsız olduğum şey, şu anda bu. Ben günlük hayatımı böyle yaşayamam. Tanınmayı sevmiyorum.
× Sen kameralardan, şöhretten uzak durmak için çabalayan biriydin, şimdi evinin önünde kameralar bekliyor.Evet, en rahatsız olduğum şey, şu anda bu. Ben günlük hayatımı böyle yaşayamam. Tanınmayı sevmiyorum.
Gazeteci dediğin tanınmamalıdır. Tanınırlık işini iyi yapmana engel olur. Şimdi popüler olduk, meşhur olduk. Bu durum geçer diye bekliyorum.
× Ne yapacaksın bundan sonra?
Gazeteciliğe devam edeceğim. Nerede yazarım, ne yaparım bilmiyorum ama mesleğime devam edeceğim.
× Oğlun bu durumu nasıl algıladı?Çocukluğundan beri gerçek hayat hikayeleri anlatırım ben ona. Yazarların bazı dönemlerde neler yaşadığını bilir. Babasının yazar olduğu için haksızlığa uğradığını düşündüğünü biliyorum.
× Baba dediğin kahramandır. Kahramanını hapse atan bir ülke ile nasıl barışacak sence?Sadece Aren değil bu süreçte hapishaneye atılan tüm insanların çocuklarının çocukluklarını yaşamalarına izin vermediler. Ben Aren'i bıraktığımda bebekti. Şimdi bayağı olgun biri. Koca adam gibi konuşuyor. Çocukların gözünde ışık vardır, Aren'ın gözündeki ışık gitti, yok ettiler. İşte bunları affedemem ben. Oğluma yaşatılanları unutamam.
× Hayal kırıklığına uğradın mı?
Şunu beklerdim: 'Bir dakika arkadaş, biz birbirimizle tartışırız, eleştiririz, haberlerimizi de tartışırız ama bunların bu mahkemenin konusuyla ne alakası var?' deyip top yekun ayağa kalkmaları gerekiyordu. Yarın başkasına da olur bu. Sahip çıkmazsan mesleğine, meslektaşına her şey gelir başına. Tertipçiler 'Yok edin' diye bağırdı, arenalara attılar bizi, meslektaşlarımız da izledi.
BAYKAL'LA KONUŞMAMSoner Yalçın'ın kişisel kırgınlıkları da var; bunlardan biri Deniz Baykal'a...
'Taraf Gazetesi, Deniz Baykal'ın ağzından 'Soner'in arkasında kimler var, o araştırılsın' diye manşet attı. Ve Baykal'dan bu
habere yalanlama gelmedi. Tahliye olduktan sonra aradı ama telefonuna çıkmadım. Konuşmayı da düşünmüyorum' diyor...
SONER YALÇIN AJAN MI?'Kendimi bildim bileli böyle şeyler söylenir hakkımda. Nazım Hikmet de, Aziz Nesin de, Uğur Mumcu da ajanlıkla suçlandı. Türkiye'de yazılamayanı yazınca bu yaftayı muhakkak yersin. Şimdi sor Nazım Hikmet'i koyacak yer bulamaz kimse. 2009 yılında takip etmeye başlamışlar beni. Evim, telefonum dinlenmiş, teknik takibe alınmışım, mali hesaplarımdan tut da özel hayatıma kadar didik didik etmişler. Sonuçta ne elde edilmiş? Koca bir hiç. Tertemiz bir adamım ben. Karanlık adammışım! Peki, sonuçta ne çıktı ortaya? Hırsızlık mı, dolandırıcılık mı, ahlaksızlık mı, karanlık bir bağlantı mı? Ne? Çıka çıka 'üslup' eleştirisi çıktı!'
ULUSALCI MI?
'Ulusalcı ne demek acaba biliyorlar mı? Kim Karl Marx'ı, 'Doğu Sorunu'nu okumuş? Kim Lenin'i okumuş? Ulusalcılık nerede ve ne zaman doğmuş, ne ifade eder? Kimse bilmez. Bir kalıp ezberlemiş, ulusalcılığı eleştiriyor ama ulusalcılığa benzer söylemlerle kendini ifade ediyor, o ne olacak? Kavrama ilişkin bir bilgisi yok ama ağızlarda hep bir 'o cu-bu cu' tanımı.'
'Ulusalcı ne demek acaba biliyorlar mı? Kim Karl Marx'ı, 'Doğu Sorunu'nu okumuş? Kim Lenin'i okumuş? Ulusalcılık nerede ve ne zaman doğmuş, ne ifade eder? Kimse bilmez. Bir kalıp ezberlemiş, ulusalcılığı eleştiriyor ama ulusalcılığa benzer söylemlerle kendini ifade ediyor, o ne olacak? Kavrama ilişkin bir bilgisi yok ama ağızlarda hep bir 'o cu-bu cu' tanımı.'
KÜRT DÜŞMANI MI?
'Adamlar kalktı 'Kürt düşmanı' bile dedi bana. Yahu neye dayanarak hakkımda böyle bir şey söyleyebiliyorsun! İşte esas konuşmamız gereken mesele bu. Belge yok, kanıt yok, dayanak yok ama suçlama var. Kürt düşmanı olduğumu hangi yazımdan hangi kitabımdan anlamışlar, onu söylesinler. KCK davalarının eziyet olduğunu, saçmalıklarla dolu iddianamelerle yargılanma yapıldığını düşünen biriyim. Türk-Kürt ayrımı yapan biri değilim.'
'EFENDİ' NE DİYOR?
'Ne zaman bir kitap yazsam o kitap o dönemde yerin dibine batırılır. Ama aradan yıllar geçtikten sonra el üstünde tutulur. Şimdi herkes JİTEM'den, Yeşil'den bahsediyor. Ben bunları 20 yıl önce yazdım. Şimdi de 'Efendi' tartışılıyor. 'Efendi' ile ilgili olumsuz söz söyleyenlerin çoğu kitabı hiç okumamıştır. Keşke okusalar ve keşke eleştirseler. 'Efendi'yi yazdım çünkü Türkiye'de oligarşik bir yapı var. Bu yapı nasıl oluşmuş; ben onun arayışı içindeyim. Türkiye'nin devlet yapısının nasıl oluştuğunu anlatmaya çalışıyorum kitapta.
Anlamadığım bir şey var; Sabetayist olmak neden kötü bir şey gibi algılanıyor? Bu bir kimlik.
Bu bizim tarihimiz. Tarihimizde önemli yeri olan bir olgudan söz ediyoruz.'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder