1938’deki büyük katliama katılan askerler Dersim’de ne yaşandığını
ilk kez anlattı. Askerler katliamdan önce bir ay gaz eğitimi almış.
Müjgan Halis Taraf
Dersim’in Kayıp Kızları filminin
yönetmeni Nezahat Gündoğan, ikinci filmi Hay Way Zaman’da katliama
katılan dört askeri buldu. Yozgatlı Haydar Yıldırım, Erzurumlu Mehmet
Ali Çiftçi, Malatyalı Haşim Özçelik ve Konyalı Mehmet Ali Doğaner;
Gündoğan’ın 5 Aralık’ta galası yapılacak yeni filminde katliamı anlattı.
Filmde yer alan askerlerden Mehmet Ali Doğaner; Dersim Katliamı’nın bir
numaralı ismi General Abdullah Alpdoğan’ın İstihbarat Amiri. Filmin
çekiminden sonra Haydar Yıldırım ile Mehmet Ali Doğaner vefat etti,
ancak diğer iki isim yaşıyor. Nezahat Gündoğan, askerlerin aradan 74 yıl
geçmesine rağmen Dersim’i hâlâ karış karış hatırladıklarını anlattı.
Taraf’ ın sorularını yanıtlayan Gündoğan; “Yaşları ilerlemiş olmasına
rağmen katliama katılan askerler, her şeyi bütün detaylarıyla
hatırlıyordu. Hepsinin akli dengesi yerindeydi. Ancak İstihbarat Amiri
Doğaner’in görüşmesinde MİT de bulundu ve her şeyi anlatmasına izin
vermediler” dedi. Katliamdan bir ay kadar önce Elazığ’da “zehirli ve
yakıcı gaz eğitimi kursu” açıldığını da tespit ettiklerini söyleyen
Gündoğan, “Alpdoğan’ın Milli Savunma Bakanlığı’ndan zehirli gaz istediği
telgrafı ilk kez yayınlayacağız” diye konuştu.
“TUNCELİ’Yİ TEMİZLEDİK”
Film Gülver’in hikâyesi etrafında şekillense de, en önemli yanı katliama katılan askerlerin tanıklıkları. Onlardan ilki Mehmet Ali Doğaner. Doğaner, katliamı şöyle anlatmış: “Tunceli’nin temizlenmesi gerekiyordu. Ordu, girdi çıktı. Yani sıcak çatışma olmadı. Bizimkiler vardılar, temizlediler. Karşılık veren yoktu. Ufak tefek çapulculuk oluyordu. Yoksa devletle alakaları yok onların. Bizimkilerin çok zaiyatı olmadı yani. Bu temizlik yapılırken haksızlık edildi tabii, özür dilenmeli.”
“37 KİŞİYİ ÖNÜMÜZE KATIP GÖTÜRDÜK”
Erzurumlu bir hacı olan Mehmet Ali Çiftçi, Dersim Katliamı’nda yer alan askerlerden biri. İlk hatırladığı yüzbaşının kendilerine Dersim hakkında söyledikleri: “Yüzbaşı geçti ortaya. Dedi, ‘Arkadaşlar biliyor musunuz, biz nereye gidiyoruz. İçimizde bir çıban var. O çıbanı paylamaya gidiyoruz. Onlar da bütün Kızılbaştır’ dedi.”İnsanların topluca öldürüldüğü anlara dair ise şunları söylüyor Çiftçi: “Köylere çıktık. Tüfeğini teslim etmemiş, devlete teslim olmamış, onları evlerinden çıkartıyoruz; önümüze katıyoruz. 37 kişi topladık. Önümüze kattık. Kutuderesi derler, bir büyük bir dere. Makineli tüfekler yerleşmiş orada. Bizi geriye aldılar, ateş emir verdiler. 37 kişi bir salavat çekti ki, dağ taş inledi... Onları oturtuyorlardı birarada. Makine tüfekleri gır gır baştan çıkıyor. Bütün kırıyorlardı.”
Haşim Özçelik, Malatya’nın Arguvan İlçesi’nden. Dersim Katliamı’na ilişkin hiçbir pişmanlığının olmadığını kendi ifadeleriyle anlatıyor: “Harbe gideceğiz dediler. Harbe gidiyoruz, ne için gidiyoruz? Adam vurmaya. Ne kadar adam vurduk biliyor musun? Adam kalmadı, öldü Dersim’de. Çok öldü. Ölenin sayısını mı bileceğim? Ne üzüntü duyam ölenlerden dolayı. Öldürmeye gidiyoruz, üzüntü mü duyacağız?”
DÖRT HAİN: FARE, KURT, DOMUZ, KÜRT
Yozgat Sorgunlu Alevi bir asker olan Haydar Yıldırım, katliamı ağlayarak anımsayanlardan: “Onların yaptığı iş acı, cin biberi gibi. İnsanlığa yakışmıyor. O zamanın yarasını açma.” Yıldırım, alay kumandanının benzetmesini ise dün gibi hatırlıyor: “Bir alay kumandanımız geldi, Konya’dan. Dedi ki, ‘Arkadaşlar dünyada dört hain var: Biri fare, biri kurt, biri domuz, biri Kürt. Bunun dördü de hain.’ O adamdan duydum. 500-600 kişi ağır makineli tüfeklerle öldürdüler, Harçik ırmağına attılar. Harçik Irmağı’nın 500 metre aşağısı kıpkırmızı aktı.”http://www.taraf.com.tr/haber/dersim-cellatlari-ilk-kez-konustu.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder