6 Kasım 2013 Çarşamba

Sadece başörtüsüne mi özgürlük?

Hüseyin Habib Taşkın Radikal
İnsanlar yaşamları boyunca hangi konuda olursa olsun bildikleri doğruları hep savunmuşlardır. Fakat bazı kişiler bildikleri doğruları değil de çıkarı ya da bananeci tavrıyla ortaya net tavır koymazlar. Bu kişilerin zemini her yöne göre kayar.
Ülkemizde türban sorunu gündeme geldiğinde kamuda ve üniversitelerde bir sorundu.
Yıllardır türban sorunu gündemimize ara sıra savunanlar tarafından getirildi. AKP iktidarı türban sorununu çözeceğini iktidardayken açıkladı. Engelleri aşarak ve koşulları kendi lehine çevirerek zaman içinde kamuda, üniversitede ve TBMM'sinde de hacdan dönen AKP'li kadın milletvekilleri meclise türbanlı gelerek çözdü. Bu başarı AKP açısından olumludur. Çünkü tabanına verdiği mesaj yerini buldu.
Ben türbana karşı değilim. Kadının giyim ve kuşamına da karşı değilim. Yalnız ortada bir çelişki duruyor? Türban İslami bir simge haline getirildi. Ötesine gidersek aramızda bir ideoloji gibi savunanlar da var.
AKP'nin adımı 'dindar nesil' bunun ötesi ise ötekileri öteye iterek kendi İslam anlayışını, ABD ve AB'nin savunduğu ılımlı İslam'ı, yani şeriat düzenine geçiş yapama yönünde bir adımı ortada var. Dikkat ederseniz AKP'nin genel başkanı Erdoğan her konuda dindar nesli işlemektedir. Eğitim sisteminde de bunların temelleri atıldı.
AKP iktidarı 12 Eylül 1980 askeri darbesine minnettar olmalıdır. Bu günlere gelmelerinde başta ABD ve AB'nin büyük rolü oldu. Zindanlarda devrimciler sindirilmeye çalışılırken, idam sehpalarına çıkartılırken, işkence tezgâhından geçirilirken, gözden kaçmaması gereken Ülkücülerin ve MHP'nin ufaktan ufaktan ihracı yaşanırken, Sudiarabistan'dan Rabıta'dan gelen ödenek Türkiye'deki cemaatlere askeri darbeciler tarafından teslim edildi. Bu bağlamda Uğur Mumcu'nun Rabıta adlı kitabını okumanızı öneririm.
Ortadoğu şekillenirken Türkiye'deki ufaktan değişimde geleceğin habercisidir. Askeriye'nin içindeki Kemalist unsurlar tasfiye edilirken, polisin içindeki Kemalist ve ülkücülerin tasfiyesi yaşanırken halk dilinde 'Fetocular' Fetthullah Gülen'cilerin ağırlıklı bu gibi yerlere girdikleri söylenmektedir.
Size çocukluğumdan biraz söz edeyim? Benim bulunduğum ilçede kadınlar ağırlıklı kara çarşaflıydı.  Doğu Karadeniz'de kadınların başları kapalıydı. Bu güne kadar Annemin başından eşarp hiç çıkmadı. Ama bunların hiçbiri ideolojik değildi. Şeriat anlamında değildi.
AKP'nin özlemi İslam ülkeleri gibi olmak ve Osmanlı imparatorluğundaki gibi güçlü olmak istiyor.
BDP ve HDP ilişkilerini AKP ile Kürt sorununda yürütürken dikkatli olmalıdırlar. AKP Kürt sorununu çözmek isterken BDP ve HDP'siz çözmeye çalışırken, Kürt halkını İslami yönden tarikat gruplarına kaydırmayı da düşünmektedir.
Yaşadığımız coğrafya da değişimler olurken, dikkat etmek zorundayız. Bu değişimi halkların birliği, kardeşliği, eşit koşullarda yaşamayı, insan haklarını öne çıkarmayı, kadın ve erkeklerin birlikte yaşamayı, baskının ve zülmün olmadığı ve diğer insani hakların olduğu bir ülke dünya için biz ezilenler, emekçiler değiştirmeliyiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder