Ecdadımız
Kayıkları, Biz Gemicikleri Yürüttük 
Erdal
Yıldırım  
Yolcular
Devrimyolunda Mail Grubu
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan her fırsatta ecdadından bahsetmekten geri
durmuyor. Yerel seçimlere yönelik bir yatırım olduğu herkesçe
bilinen, konunun uzmanlarınca da birçok eksiği bulunduğu iddia
edilen Marmaray tüp geçidi milyonların can güvenliği hiçe
sayılarak apar topar açıldı. Başbakan açılıştaki
konuşmasında da “ecdadımız gemileri karadan yürüttü,
iktidarımız da denizlerin üstünden vagonları yürütüyor”
dedi. 
Evet,
bu iktidar gerçekten daha önce de “Hızlı Treni” yürütmüştü.
Yine bir takım alt yapı, teknik vs eksikliğe rağmen yürütülen
hızlı tren 22 Temmuz 2004 tarihinde Sakarya ili Pamukova ilçesinde
devrildi ve trendeki 230 yolcudan 41 kişi yaşamını yitirdi ve 80
kişi yaralandı. Sırası gelmişken, dönemin Ulaştırma Bakanı
kimdi dersiniz? Evet, yanılmadınız, şimdiki bakan, yani Binali
Yıldırım. 
Evet, bu iktidar sadece Hızlı Treni ve Marmarayı da yürütmedi. Bu ülkenin tüm yeraltı, yerüstü zenginliklerini emperyalist sermaye ve cemaatlerle işbirliği içindeki şirketlere vererek yürüttü. Zenginliklerimizin ve vergilerimizin önemli bir kısmını gemiciklere dönüştürdü, kimisini oğluna, kimisini damadına, kimisini de çok yakın çevresindekilere vererek yürüttü.
Evet, bu iktidar sadece Hızlı Treni ve Marmarayı da yürütmedi. Bu ülkenin tüm yeraltı, yerüstü zenginliklerini emperyalist sermaye ve cemaatlerle işbirliği içindeki şirketlere vererek yürüttü. Zenginliklerimizin ve vergilerimizin önemli bir kısmını gemiciklere dönüştürdü, kimisini oğluna, kimisini damadına, kimisini de çok yakın çevresindekilere vererek yürüttü.
Konuşmaya
dönersek, insanların tarihine, inançlarına, kültürlerine,
ecdatlarına sahip çıkması, bilince çıkartmalarında bir sorun
yok. Ama Başbakanın ecdadı konusunda önemli sorunları olduğu da
yadsınamaz. Şöyle ki, Başbakan’ın her nedense ecdadım dediği
kişilerden hangilerinin gerçekten Başbakan’ın ecdadı olduğu,
hangisinin ecdadı olmadığı da pek belli değil.. 
Örneğin
Mimar Sinan..
Hani
birçok camii, medrese, türbe, kemer, köprü, kervansaray ve
saraylar yapan Mimar Sinan. Hani en önemli eserlerinden birisi olan
Edirne Selimiye Camisinin bir benzerinin Başbakan Erdoğan tarafında
İstanbul Ataşehir’de yaptırılan  Mimar Sinan..
İşte
o Mimar Sinan, bir Ermeni devşirme(*). 
İşte
o “ecdad” Mimar Sinan, Kayseri Kesi nahiyesinin Ağırnas köyünde
bir Ermeni çocuğu olarak doğuyor ve 20 yaşındayken başefendinin
bir başka “ecdadı olan, 40 binden fazla Kızılbaşı katleden
Yavuz Sultan Selim tarafından devşirilerek Osmanlı yapılıyor.
İşte o Mimar Sinan, Kanuni ile Belgrad seferine yeniçeri olarak
gidiyor, 40 yaşındayken baş mimar oluyor ve 3 padişah, pardon 3
ecdad döneminde de baş mimar olarak görev yapıyor. 
Şimdi
“ecdad” diye bildikleri Mimar Sinan’ın aslında bir Ermeni
çocuğu olduğunu öğrenecek olan Osmanlıcılar, Türk
kafatasçılar, İslamcılar ve bilcümle müslümanlar ne diyecekler
bundan sonra? Ermeni Mimar Sinan halen ecdad olarak kalacak mı? 
Bu
iktidar dahil, tüm egemenlerin bir başka taparcasına sevdikleri
kişi ki, 1937-38 yıllarında Dersim’de 60 bine yakın Dersim’liyi
bombalayarak öldüren Atatürk’ün manevi kızı ve bizzat Atatürk
tarafından Dersim’i bombaladığı için kahramanlık madalyasıyla
ödüllendirilmiş olan Sabiha Gökçen’dir. (asıl ismi Hatun
Sebilciyan) İşte o Sabiha Gökçen de yetim bir Ermenidir. Yani
devşirmedir.  
Sadece
bu kadar da  değil.. Bunların “ecdadım” dedikleri Osmanlı
padişahlarının nerdeyse tamamına yakının anneleri de çeşitli
uluslardan devşirmedir.. 
Bu
konuda da o kadar çok örnek var ki.. Sadece birkaçını örnek
vereyim de, ecdatlarını tanımayanlara biraz katkım olsun..
I.Murat’ın
annesi Bizanslı Horofira (Nilüfer Hatun), 
Yıldırım
Bayezid’in annesi Bulgar Marya (Gülçiçek Hatun), 
Fatih
Sultan Mehmed’in annesi Sırp Despina (Hüma Hatun),
Yavuz
Sultan Selim’in annesi Ayşe takma adlı Pontuslu bir Rum, 
Kanuni
Sultan Süleyman’ın annesi Polonya Yahudisi Helga (Hafza Sultan),
II.Selim’in
annesi Yahudi kızı Roksalan (meşhur Hürrem Sultan),
III.
Murat’ın annesi Yahudi Raşel (Nurbanû Sultan),
I.Ahmet’in
annesi Yunan Helen (Handan Sultan), 
Genç
Osman’ın annesi Sırp Evdoksiya (Mahfiruz Sultan), 
IV.Murat’ın
annesi Sırp Anastasya (Mahpeyker Sultan),
II.Ahmet’in
annesi Polonya Yahudisi Eva (Hatice Sultan),
I.Mahmut’un
annesi Aleksandra (Saliha Sultan),
II.Osman’ın
annesi Sırp Mari (Şehsüvar Sultan),
III.Mustafa’nın
annesi Fransız Janet (Mihrişah Sultan),
III.Selim’in
annesi Cenevizli Agnes (Mihrişah Sultan),
IV.Mustafa’nın
annesi Bulgar Sonya (Sineperver Sultan),
II.Mahmut’un
annesi Fransız Rivery (Nakşidil Sultan), 
I.Abdülmecit’in
annesi Rus Yahudisi Suzi (Bezm-i Âlem Valide Sultan),
Abdülaziz’in
annesi Roman Besime (Pertevniyal Sultan),
II.Abdülhamit’in
annesi Ermeni Virjin (Tirimüjgân Sultan),
Mehmet
Reşat’ın annesi Arnavut Sofi (Gülcemal Sultan),
Mehmet
Vahdettin’in annesi Çerkes Henriet (Gülistan Sultan)..
Ve
daha burada saymadığım birçok isim… Bir çok devşirme..
Mensubu oldukları toplumlara karşı düşmanca yetiştirilen ve
daha sonra kullanılan birçok isim. 
Liste
daha sayfalarca uzatılabilir. Listede değişik etnik kimliklerden
isimler olması asla önemli değildir. Önemli olan şey, o kişinin
yaşadığı dönemde farklı etnik ve inançsal kimliklere karşı
egemenlerin emrinde hizmet edip etmediğidir.  
Salt
bu tespitten ötürü çok net bir biçimde görülecektir ki,
Kızılbaşları katleden Yavuz Sultan Selim’in, Kuyucu Murat’ın,
Ebu Suud’un, Topal Osman’ın, Sakallı Nurettin ve Abdullah
Alpdoğan’ın veya Sabiha Gökçen’in AKP iktidarınca da, daha
önceki tek tipçi zihniyetlerdeki iktidarlarca da başka bir ulustan
devşirilmiş olmasının önemi yoktur. 
Bu
zıhniyet için önemli olan, bu kişilerin farklı inanç ve etnik
yapılara karşı düşmanca tavırlar içinde olması ve kendilerine
hizmet etmesidir. Böyle olunca bu kişiler değerli, hatırı
sayılır “ecdad” olarak anılmaya devam edilecekler, iktidarlar
da zenginliklerine zenginlikler katarak yürütmeye devam
edeceklerdir. 
(*) Devşirme
sözcüğüyle asla herhangi bir etnik veya inançsal kimliği hor
görmek, aşağılamak gibi bir düşüncem olamaz -yoktur.. Durumu
açıklamak için zorunluluktan ötürü kullanılmıştır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder