Ben değil, devletin bakanı bunu diyor. “Ara eleman ülkesiyiz biz” diyor, “Bilime ne gerek var, bilgiyi alıp kullanalım” diyor. İşte  21. Yüzyıl Türkiyesi’nin vizyonu
Mehveş Evin 08/08/2013 Milliyet
Her siyasetçi, vizyon sahibi olmak zorunda değil. Ancak ülkenin geleceği, gençliği sözkonusu olunca, insanın beklentisi ister istemez yükseliyor.  Hele bizim gibi nüfusu ve tarihiyle genç bir Cumhuriyet ise... Hele bir ülkenin kurucusu, bilim, spor, kültür ve sanatta çıtayı hep ileriye koyduysa... Hele bir ülke, “dünyanın en hızlı gelişen ve kalkınan” ekonomileri hedefini güdüyorsa...
Geleceğe bakarken, geleceği konuşurken, belki de herkesten daha iddialı, ulaşılması zor hedef koyma beklentisi doğuyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, aynı fikirde değil. Şöyle bir konuşma yapmış:
“Bu ülke, Müslüman ülke. Yüzde 99’u Müslüman. Tarihten gelen bir yapısı var. Türkiye’nin bulunduğu coğrafya, zor bir coğrafya. Şimdi Türkiye’nin konumu itibarıyla biz icat yapamıyoruz, buluş yapamıyoruz. Tarım ülkesiyiz biz. Ara eleman ülkesiyiz. O zaman çok daha iyi eğitim almak zorundayız.”Kalem efendisi değil!
Çevre Bakanı, şöyle devam etmiş: “İnsanlarımızı daha iyi yetiştirmek zorundayız. Öyle kalem efendisi değil. Çocuklarımıza, evlatlarımıza sahip çıkacağız. Eğer biz çocuklarımızı iyi yetiştirirsek kalem efendisi değil ara teknik eleman, üniversiteyi bitiren, teknolojiyi iyi kullanan, bilgisayar ve lisan bilen, dünyadaki bütün bilgileri alıp onları kullanan çok kaliteli gençler olarak yetiştireceğiz.”
Bu sözler, sadece vizyon eksikliği nedeniyle değil, pek çok açıdan sorunlu ve yanlış:Geleceğe bakarken, geleceği konuşurken, belki de herkesten daha iddialı, ulaşılması zor hedef koyma beklentisi doğuyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, aynı fikirde değil. Şöyle bir konuşma yapmış:
“Bu ülke, Müslüman ülke. Yüzde 99’u Müslüman. Tarihten gelen bir yapısı var. Türkiye’nin bulunduğu coğrafya, zor bir coğrafya. Şimdi Türkiye’nin konumu itibarıyla biz icat yapamıyoruz, buluş yapamıyoruz. Tarım ülkesiyiz biz. Ara eleman ülkesiyiz. O zaman çok daha iyi eğitim almak zorundayız.”Kalem efendisi değil!
Çevre Bakanı, şöyle devam etmiş: “İnsanlarımızı daha iyi yetiştirmek zorundayız. Öyle kalem efendisi değil. Çocuklarımıza, evlatlarımıza sahip çıkacağız. Eğer biz çocuklarımızı iyi yetiştirirsek kalem efendisi değil ara teknik eleman, üniversiteyi bitiren, teknolojiyi iyi kullanan, bilgisayar ve lisan bilen, dünyadaki bütün bilgileri alıp onları kullanan çok kaliteli gençler olarak yetiştireceğiz.”
* Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerden mucit çıkmaz demek, Müslümanların bilimi reddettiği veya bilimde başarılı olamadığı... Ancak tarımda, ara kademelerde çalışabileceği anlamı çıkıyor. İyi de bu sözlerden Müslümanlar alınmaz mı? Çok oryantalist bir bakış değil mi?
* Coğrafi ve tarihi yapının, bir ülkenin bilimde ilerleyip ilerleyememesiyle ne ilgisi var? Bilime, eğitime yatırım yapan her ülkeden mucit de çıkar, lider de. “Dindar nesil” hedefi koyarsanız, eğitimi kadük hale getirirseniz, bilimi özgür bırakmazsanız tabii ki o ülkede gökten mucit yağmaz.
Teknoloji bilimden bağımsız değil
* Ara eleman olmak kötü birşey mi, değil. Fakat bir ülkenin gençliğini “ara eleman ol evladım” diye motive edemezsiniz. Böyle bir gelecek hayalini köydeki çocuk bile kurmaz. Kaldı ki 4+4+4 sistemi, zaten yetersiz olan meslek okullarının sayısını azalttı, özele çevirdi. Madem ara eleman ülkesi olmak istiyorsun, meslek okullarına yatırım yapacaksın, imam hatibe değil.
* Sünni muhafazakarların en büyük yanılgısı, teknolojinin bilimden bağımsız olarak gelişebileceğini, var olabileceğini sanmaları. Onların kafasında bilimle din hep çelişiyor çünkü... Hindistan ve Çin gibi gelişen ülkelerin sadece taklit ederek, ucuz iş gücü yaratarak büyüdüklerini sanıyorlar. Oysa bu ülkeler bilime, yeni teknolojilere yatırım yapıyor.
Özel şirkete köle yetiştir
* Kendimize tarım ülkesi diyemiyoruz artık. O eskidendi: Tarım istihdamındaki pay, 2000’de yüzde 36 iken 2012’de yüzde 24.6’ya geriledi (TÜİK). Kaldı ki Türkiye, tarımda ithalatçı konumunda. 2008’de tarımsal dış ticaret açığı 2.3 milyar dolarla Cumhuriyet tarihi rekoru kırdı.
* Nedense “çocuklarımıza sahip çıkmak” konusunda devamlı devlet yetkililerince uyarılıyoruz. Sanki millet doğurup sokağa atıyor çocuğunu. “İyi yetiştirme”nin tarifi “özel şirketlere köle yetiştirme”ye dönüştü ya, hadi rast gelsin.
* Kalem efendisi ne demek, tam anlayamadım. Kinaye midir nedir? Herhalde yazıyla, çiziyle uğraşanlar kast ediliyor. Yani analiz yeteneği, entelektüel uğraş ve birikim isteyen işler... Bakın, o da bilimle uğraşmak gibi lüzumsuzmuş! Yazar, gazeteci, düşünen insan olma. Aman devletimizi sorgulayacak, eleştirecek hiçbir şey olma!
İyi bayramlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder