Önce şunu yazayım. Bu bir “muhalefet etme ve iktidarın her yaptığı kötüdür” deme yazısı değildir. Bu “aydınlanma isteyen” bir yazıdır. 29 Ekim’de açılıyor. Trenler yolcu taşıyacak. Başbakan ve iktidar sistemin tamamı bitmeden “oy getirir” düşüncesiyle şimdilik Ayrılıkçeşmesi (Asya Yakası) ile Yenikapı (Avrupa yakası) arasındaki 13 kilometreyi işletmeye açacak. Oysa projenin bütünü: Gebze’den Halkalı’ya kadar 76.5 kilometre uzunluğundaydı. Planlama tutmadı. İlk şirketler işi bıraktı. Onlardan hesap sorulmadı. Türkiye zarara sokuldu.
Gebze-Halkalı arası: istasyonları, yenilenmiş tren rayları, elektrifikasyon, sinyalizasyon, haberleşme, kumanda merkezleri 2009 yılında bitmesi gerekiyordu. Bitmedi. Başbakan ve Ulaştırma Bakanı, topluma aldatıcı bilgiler verdi: Çanak-çömlek yüzünden proje zamanında bitmedi dediler. İhaleyi ilk alan üçlü şirket (ASTON- MARUBENİ-DOĞUŞ); 680 milyon Euro’ya bitireceklerdi. 2009’da teslim edeceklerdi, 2009’da yarım bıraktılar. Niçin bıraktılar? Toplum aydınlatılmadı. Çanak- çömlek dediler. İhale yenilendi. İspanyol firmasının liderliğinde ikinci üçlüye; 1 milyar 300 milyon Euro’ya ve 2014 yılında bitirilmek üzere verildi. Şimdi göstermelik olarak test sürüşleri yapılan 76.5 kilometrelik projenin sadece 13 kilometrelik (Ayrılıkçeşmesi-Yenikapı arası) bölümü. Bugünlere gelindi.
Asıl sorun gecikme değil. Bugün size yazacağım asıl sorun; “projenin 4 yıl gecikerek 2014 yılına sarkması, Türkiye’nin para ve zaman kaybetmesi” değil. Asıl sorun; Marmara Denizi’ni alttan geçerek iki yakayı (Üsküdar-Sirkeci arasını) bağlayacak “Tüp Tünel’in inşaatı sırasında yapılan hayati hatanın” örtülüp, gizlenmesi. Benim elimdeki belgelere göre; Marmaray Tüp Tüneli’ni TAİSEİ (Jopon)-GAMA (Türk)- NUROL (Türk) şirketleri yaptı. İşin sahibi yani ihaleyi açan devlet adına Ulaştırma Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü oldu. Yapılan işin projeye uygun olup olmadığını denetleyecek şirket ise AVRASYA idi.
Bu dünyanın en derin deniz batırma tüp geçidi projesiydi. Tünel’in tamamı 11 üniteydi. Deniz tabanında (sıfıra inildikten sonra) 8 metre 75 santim derinliğinde 12 metre genişliğinde bir trapez kanal açılıyor. Bu kanalın içine her bir ünite, batırma tüp geçit teknolojisi ile, birbirine eklenerek yerleştiriliyor; Asya yakasından Avrupa yakasına eklenerek geliniyordu. Ekleme ve yerleştirmelerin kusursuz olması ve milim sapmaması gerekiyordu. Çünkü bu tünelin içine döşeli raylar üzerinden her 2 dakikada bir yaklaşık 12 tren (750 ton ağırlığında yük trenleri ve 190 ton ağırlığında 10 katarlı yolcu trenleri) geçecekti. İlk 11’inci ünite kondu. Sonra 10’uncu ünite. Sonra 9 ve 8’inci üniteler. 7’ci üniteye gelindiğinde yapıcı şirketin mühendisleri, Sirkeci yönünde “15 santimlik bir düşey sapma” tespit ettiler. Anlaşılsın diye abartarak yazarsam; bu 15 santimlik düşey sapma farkedilmesiydi raylar Topkapı Sarayı’nın harem dairesine ulaşacaktı(!) Bu kadar hassas bir projede bu kadar kaba hata kabul edilemezdi. Sözleşmeye göre yapımcı şirket “hatayı” işin sahibi devlet şirketi DLH İstanbul Bölge Müdürü’ne bildirmek zorundaydı. Bildirildi.
DLH İstanbul Bölge Müdürü Haluk İbrahim Özmen, hatalı yerleştirilen ünitenin (7’nci ünite) sökülüp yenisinin konmasını istedi. Yapımcı şirketlerin baş proje müdürü Hidemi OHMİ (Japon), “biz 6’ncı üniteyi de ekledik, o 15 santimlik düşey sapmayı da altını doldurarak düzelttik” diye cevap yazdılar. Hatayı düzeltmek maliyeti arttırdığı için yapımcı şirket doldurma yolunu seçmişti. Araya müşavirlik şirketi Avrasya da girdi. Üç şirket arasındaki yazışmalar (belgeleri bende var isteyene gönderirim) sürdü. Avrasya’nın baş proje müdürü Steen Lykke (Danimarkalı) hatadan ötürü olacak istifa edip ülkesine gitti. Ve Avrasya Tüp Geçişi’ndeki “15 derecelik düşey sapma” altı doldurularak bitirildi, arife günü Başbakan’ın sürücü koltuğuna oturduğu trenle test sürüşleri başladı.
Hata neyle dolduruldu. Nasıl dolduruldu. Ne zaman dolduruldu. Bu konuda açık, net, güvenilir bilgi yok. Bu hatanın ilerde yüzlerce kişinin ölümüne yol açacak bir tren kazasıyla sonuçlanmayacağı konusunda üniversitelerin ulaşım, tünel, deprem kürsülerinden uzman profesörlerden ve TMMOB’den alınmış bir “bu tünel güvenli yapılmıştır” onayı da yok. Maliyeti 5 milyar dolara ulaşacak olan Marmaray projesinin içine önce “çanak çömlek yalanı” ve tüpünün içine de “15 derece düşey sapma” girdi. Bu ilerde cinayeti andıran bir kaza olmasın diye “aydınlanma isteyen” yazıdır.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder