Milliyet
01/07/2013
Diyarbakır’ın
Lice İlçesi’ne bağlı Kayacık Köyü’nde incelemelerde
bulunan İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği
(Mazlum-Der) tarafından hazırlanan raporda, karakol yapımına
karşı çıkan köylülerin üzerine güvenlik görevlileri
tarafından kasıtlı olarak ateş açılması sonucu 1 göstericinin
öldüğü, 9’unun yaralandığını öne sürüldü. Açıklamada,
"Olaydan 2 gün sonra Diyarbakır Valisi’nin yaşananların
yapılan uyuşturucu operasyonlarına tepki olarak yaşandığını
bildirmesi gerçek dışılığı ve çelişkiyi ortaya koymaktadır.
Bu açıklamalar bir kez daha yaşananların üstünün örtüleceği
kaygısını biz de oluşturmuştur" denildi.
Kayacık
Köyü’nde jandarma karakol binasının yenilenmesini protesto
edilmesi sırasında çıkan ve 1 kişinin öldüğü 9 kişinin de
yaralandığı olayla ilgili Mazlum-Der Diyarbakır Şubesi olay
yerinde ve köyde yaptığı incelemeleriyle ilgili hazırladığı
raporu açıkladı. Mazlum-Der Koordinatörü Cihan Ülsen, olaydan
sonra medyada olayın köylüler arasındaki hüsümetten veya
yapılan uyuşturucu operasyonlarından duyulan rahatsızlıktan
kaynaklandığına dair açıklamaların yer aldığını, hak ihlali
olup olmadığını araştırmak için olay yerine gittiklerini;
mağdur, mağdur yakınları, görgü tanıkları, savcı, karakol
komutanı ile görüşmeler yaptıklarını söyledi. Ülsen,
köylülerin jandarma karakol binasında yapılan tadilat ve
inşaatları protesto etmek için toplandığını ifade ederken,
göstericilerin hiçbir şekilde karakol binasına fiziki
müdahaleleri olmadığını savundu. Cihan Ülsen, buna karşılık,
olayda kolluk güçlerince ağır silahlar hedef gözetecek biçimde
doğrudan grup üzerine kasti olarak ateş açıldığının tespit
edildiğini iddia etti. Ülsen, şöyle dedi:
"Olayın
çıkış sebebine ilişkin resmi makamların yapmış olduğu
açıklamalar; yetersiz ve inandırıcılıktan uzak beyanlardır. Bu
beyanları destekleyen tek bir tanık beyanı veya delile heyetimiz
ulaşamamıştır. Böylesi bir olayda ağır silahların hedef
gözetecek şekilde kullanılması kabul edilemez bir durumdur. Barış
sürecinin sorunsuz nihayete ermesi ve özellikle son zamanlarda
toplumda büyük rahatsızlıklar meydana getiren yeni karakol
yapımlarına ilişkin yapılan protesto eylemi, orantısız güç
kullanılarak yaşam hakkının ağır bir şekilde ihlaline meydan
veren bu olayın yaşanmasına yol açmıştır. Olaydan sonra kamu
erkinin açıklamaları yanıltma ve yönlendirme amaçlı olup
gerçek dışı beyanlarıdır. ’Göstericiler birbirlerini
vurmuşlar’, ’Köylüler arasında husumet vardı, olay bu
husumetten kaynaklanmıştır’ gibi gayri ciddi açıklamaların
yapılması, bir kez daha devlet aklının böylesi olaylarda
’memurunu koruma-kollama’ alışkanlığından vazgeçmediğini
göstermektedir. Ayrıca olaydan 2 gün sonra Diyarbakır Valisi’nin
yaşananların uyuşturucu operasyonlarına tepki olarak yaşandığını
bildirmesi gerçek dışılığı ve çelişkiyi ortaya koymaktadır.
Bu açıklamalar bir kez daha yaşananların üstünün örtüleceği
kaygısını biz de oluşturmuştur. Olay yerinden delillerin
toplanması esnasında ayrıca pankart ve ped şişelerin toplanması
ilk elden protesto olayına karışanların tespiti amacı ile
yapıldığı, olay yeri incelemenin yaşanan olayın meydana
çıkarılmasından çok, olaya katılanların tespit edilmesi gibi
bir amaçla yapıldığı kanaati oluşturmaktadır."
Ülsen,
olay yerinde bulunan mermi kovanlarının balistik incelemelerinin
yapılarak hangi güvenlik görevlilerinin ateş açtığının
tespit edilmesi gerektiğini belirterek, "Ateş emrinin verilip
verilmediği ile verilmiş ise kim tarafından verildiğinin tespit
edilmesi, tespit edilen kişilerin derhal gözaltına ve açığa
alınması gerekiyor. Ayrıca etkin, adil ve hızlı bir şekilde
adli ve idari tahkikatın bir an önce yapılmasını ve sorumluların
yargılanmasını talep ediyoruz" dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder