Grup toplantısında konuşan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'alkol düzenlemesi' ile ilgili flaş açıklamalar yaptı.
Milliyet
 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, alkol düzenlemesine yönelik eleştirilere sert tepki göstererek, “İki tane ayyaşın yaptığı yasa, sizin için muteber oluyor da inancın emrettiği bir gerçek, bir vaka, niçin sizler için reddedilmesi gereken bir olay haline geliyor” dedi.
Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, alkol düzenlemesine ilişkin eleştirilere yanıt verirken, “Bilim sizin gibi düşünmüyor. Bilim sizin düşündüğünüz gibi ortaya tavsiyelerde bulunmuyor. Hepsinden öte bilim, bunun zararlı oluğunu çok açık net ortaya koyuyor" dedi.
-"İKİ AYYAŞIN YAPTIĞI YASA..."
Bugün birçok hastalıkların anasının alkol olduğunun altını çizen Erdoğan, "Şu basit gördüğünüz sigara insanı böyle lime lime doğruyor. Bunu birçok yere çekenler var. Bunu ‘efendim inancı nedeniyle yapıyor. İslam böyle emrettiği için yapıyor.’ bir defa secaat arz ederken sirkatin söylüyor. Yani hangi din olursa olsun, bir din yanlışı değil doğruyu emrediyor. Doğruyu emrediyorsa bunu din emrediyor diye karşısında mı duracaksın? İki tane ayyaşın yaptığı yasa, sizin için muteber oluyor da inancın emrettiği bir gerçek, bir vaka, niçin sizler için reddedilmesi gereken bir olay haline geliyor. Kaldı ki biz ortaya tercihler koyuyoruz, kalkıp da ülkemizde alkolü veya sigarayı kökünden yasaklama gibi bir şey söz konusu değil. Anayasamızın 58. maddesi, gençliğin korunması ile ilgili madde bizden önceki iktidarlar tarafından yapılmış ve bu maddenin uygulanmasına yönelik eksikleri giderecek bir adım atıyoruz. 2023, 2053 ve 2071 nesline böyle önemli bir zemini, böyle bir adımı atmak suretiyle iklim, atmosfer kazandığınız için ben burada emeği geçen tüm milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi.
-“BİZ HİÇBİR ŞEYİ YASAKLAMADIK”-
Bu düzenlemeyi, çocuklar, gençler, sağlıklı nesiller yetiştirmek için yaptıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Biz bu düzenlemeyi milli ve manevi değerleriyle huzur ve güvenlik içinde insanımızı geleceğe baksın diye yaptık. Bunların yanında biz bu düzenlemeyi anayasanın bize yüklediği gençleri zararlı alışkanlıklardan koruma vazifesinin bir gereği olarak yaptık. Hiç kimse bunu farklı yerlere çekmesin. Günlerdir yurt içinde ve dışında ‘Türkiye’de alkol yasaklandı’ diye propaganda yapılıyor. Bir kere bunu söyleyenler en hafif tabiriyle yalancıdır. Biz hiçbir şeyi yasaklamadık, 10 buçuk yıldır hiç kimsenin yediğine içtiğine karışmadık. Bundan sonra da karışmayız, karışana da müsemma göstermeyiz. Bizim yaptığımız sadece ve sadece düzenlemedir. Üstelik bu düzenleme gelişmiş demokratik ülkelerdeki düzenlemelerin benzeri hatta oradaki kısıtlamaların dahi gerisinde bir düzenlemedir. Bunlar hangi dünyada yaşıyorlar. Biz uzayda yaşamıyoruz, dünyada yaşıyoruz ve bu dünyada hangi ülkede ne oluyor ne bitiyor bunların hepsini yakından biliyoruz."
-"ÖLÜM GELMEDEN TEDBİRİ ALMAYA MECBURUZ"-
Alkolün özendirilmesine de tepki gösteren Erdoğan, "Hatta arkadaşlarım aktardılar; daha bu hafta sonu bir piknik yerinde baba çocuğunu parka getiriyor, salıncağa bindiriyor, elinde de bira şişesi… Senin çocukların önünde bunu yapmaya ne hakkın var. Hadi kendi çocuğuna karşı acımasız davranıyorsun da başka çocuklara bunu göstermeye, özendirmeye ne hakkın var. Aynı şekilde trafikte bu sebeple yaşadığımız acının haddi hesabı yok. Ölüm gelmeden önce tedbirimizi almaya mecburuz. Trafikte kazalar olduğu zaman şoför koltuğunun altında veya yanında şişeleri polislerimiz bulur. Evde anne feryat eder. Ama anne sen daha önce çocuğunun ne yaptığına hiç bakıyor muydun? Çocuk genç kafayı buluyor bu şekilde yola çıkıyor. Peki bir başka arabayla çarpıştığında o arabayı kullanan insan alkolik değil. Ama bu alkolik. Bu kaza neticesinde alkolik olmayan insanın ne günahı var. Bir devlet olarak biz buna karşı bir tedbir almak zorunda değil miyiz? Bu ülkede trafik terörü denilen bir vahşet var. Bu trafik terörüne karşı tedbirimizi almamız lazım. Trafik terörünün de en önemli sebeplerinden bir tanesi alkollü olarak araç kullanmaktır. Bunlara biz seyirci mi kalalım tedbirlerimizi almayalım mı? bu tarihi bir adımdır. İnanıyorum trafik kazalarını da ciddi manada azaltacaktır. Hastalıklarda ciddi bir düşüş kaydedilecektir. Bunları da zaman zaman açıklama imkanını bulacağız.”
-“BİZ BATAKLIĞI KURUTMAYA ÇALIŞIYORUZ”-
Başbakan Erdoğan, Türkiye’de bazı sokaklarda, caddelerde belli bir saatten sonra çocukların, kadınların dolaşma imkanının olmadığını savunarak, “Ben İstanbul’da büyüdüm. Üstelik Kasımpaşa’da doğdum, büyüdüm. Beyoğlu’nu çok iyi bilirim, caddelerini ara sokaklarını çok iyi bilirim. Oralarda nelerin olup bittiğini çok iyi bilirim. Dolayısıyla bu konularda deneyimim iyidir. Tüm bunlara karşı ne gibi tedbirler alınması gerekir bu konuda, bazı köşe yazarları onu yazıyor, ‘bu bir oldubittiye getirilmemeliydi’ diyor. Ne oldubittisi ya? Biz kaç yıldır bunun üzerinde çalışıyoruz ve bütün bu çalışmalardan sonra biz bu noktaya geldik. İşlerine geldiği zaman oldu bitti değil, işlerine gelmezse oldu bitti. Biz oldubittiye getirmiyoruz. Gayet güzel bir şekilde bunların üzerinde çalışılmıştır, ehli olanlar bunların üzerinde çalışmıştır” diye konuştu.
-“MHP’YE DE TEŞEKKÜR”-
“Aile içi şiddet, boşanma, geçimsizlik, aklınıza hangi kötülük gelirse gelsin, bakıyorsunuz altından bağımlılık çıkıyor. Öyle mi? Çoğunda bu var" ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Zaten kafayı bulduğu zaman bakıyorsun, bir de aşırı gittiyse tekme tokat evde hanımını duman ediyor. Bunlar birer vaka ya, yaşanan şeyler. Bunları görmemezlikten gelemeyiz. Anneler babalar feryat ediyor. Amatem’lerin önünde çaresizce bekleşiyorlar. Bunların adedini artırın diyorlar. Asıl olan bunların adedini artırmak değil, önemli olan bataklığı kurutmak. Biz bataklığı kurutmaya çalışıyoruz. Sivrisinekle avlamakla bu iş bitmez. İdeolojik yaklaşımlarla, sağduyudan uzak reaksiyonlarla böyle bir düzenlemeye karşı çıkılamaz. Ama ben CHP’nin yönetimine şunu söylüyorum. Siz de aynı şekilde devam edin. Ama CHP’ye gönül veren kardeşlerime de diyorum ki sakın bunların izinden gitmeyin. Hiç kimse alkolü bir kimlik meselesi haline getirmemelidir. Çıkan düzenleme hiç kimsenin kimliğine, ideolojisine, yaşam tarzına yönelik bir müdahale değildir. Bunu bu şekilde algılayanlar yanılgı içindedir. Bunu bu şekilde lanse edenler art niyetlidir. İçeceksen yine git alkolünü al, alkollü içkini al evinde iç. Aynı şekilde şu anda bildirilen, belirlenen her şey ortada. Yine git neyi içeceksen gene iç. Biz buna karşı değiliz. Ama biz belli yerlerde, belli saatlerde, camilerin, okulların 100 metre mesafede buna müsaade etmiyoruz. Dünyada, kiliselerde 180-190 metre mesafe kaydı koyan ülkeler var. Bizimki 100 metre. Biz hassasiyeti gerektiren bir adım atıyoruz: Bize nice anneler babalar geldi; ‘okulların etrafı tinercilerle dolu’ demişlerdir: Çocuklarımızı alıp yakın çevredeki evlere götürmek suretiyle esrar bağımlılığı sağlayan yerler var demişlerdir, şikayet etmişlerdir. Biz buralara emniyet olarak baskınlar yaptık, ciddi olarak bunları temizledik. Yapmayalım mı, izleyelim mi? Kusura bakmasınlar biz şu anda bu devleti, bu ülkeyi yönetiyorsak yapılması gereken neyse biz gençliğimizi sevdiğimiz için bunları yapıyoruz ve yapacağız. Bu düzenleme bir yasak değildir. Bu düzenleme yaşam tarzlarına ve kimliklere bir müdahale değildir. Bu düzenleme çocuklarımız ve genlerimiz için daha aydınlık ve sağlıklı bir geleceğin zeminidir. Bu konuda destek veren MHP’ye de teşekkür ediyorum.”
REYHANLI SALDIRISINDA KILIÇDAROĞLU'NA YÜKLENDİ
Reyhanlı saldırılarıyla ilgili de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklendi. Kılıçdaroğlu’nun, Reyhanlı ziyaretindeki kalabalığa ilişkin “bindirilmiş kıta” ifadelerini kullandığını söyleyen Erdoğan, “O sizin meşrebinizdir, mizacınızdır. Bizim bu tür toplantı anlayışlarımızda bindirilmiş kıta anlayışımız yoktur. Ama sen daha henüz genel müdürlükten sıyrılamadın. Bu işlerden anlamazsın. Bizim ömrümüz bu işlerin içinden geçti. Biz bindirilmiş kıtalarla kendimizi aldatmayız. Biz sadece Reyhanlı ve Hatay’ın kendi insanlarıyla bu işi yaptık. Kaldı ki Reyhanlı’nın AK Parti’nin yüzde 72 oy aldığı bir ilçe” diye konuştu.
-“ŞEHİT ÖĞRENCİLERİN İSİMLERİNİ OKULLARA VERECEĞİZ”
Reyhanlı’da hissiyatlarını anlattıklarını, çalışmalarını aktardıklarını ifade eden Erdoğan şöyle devam etti:
“Şehitlerimizin yakınlarının tam bir metanet içinde olduklarını, sabırla acıya tahammül gösterdiklerini orada bir kez daha gördük. Bu, Müslüman olmanın ortaya koyduğu bir vakadır. Eğer sizin şahadete, kazaya, kadere imanınız varsa işte o insanda bu metaneti görürsünüz. Özellikle 17 yaşındaki oğlu, Oğulcan şehit olmuş, onu kaybeden baba Ahmet Tuna isimli kardeşimizin metaneti, dirayeti bizi derinden etkiledi. Ahmet kardeşim, bizden bir ricada bulundu. Bizden para istemedi. Ama o şehit Oğulcan’ın isminin okuduğu okula verilmesini, isminin bu şekilde yaşatılmasını istedi. Orada hemen gerekli talimatları verdik. Onunla birlikte şehit olan üç öğrenci kardeşimiz; Abdulkadir İşcan, Mustafa Kaya ve Mehmet Koray Cünedioğlu’nun isimlerini Reyhanlı’daki diğer okullara vermek suretiyle hatıralarını yaşatacağız.”
-“HATAY’DA ÇOK TEHLİKELİ BİR OYUN OYNANMAK İSTENİYOR”
Saldırıların hemen ardından, adeta daha dumanlar tüterken, kendilerine, hükümete ve Suriye politikalarına yönelik bir kampanyanın başlatıldığını ifade eden Erdoğan, “Başta CHP olmak üzere, muhalefet partilerinin genel başkanları ve milletvekilleri daha olay anlaşılmadan hem Hatay’ı, hem Türkiye’yi tedirgin edecek, tahrik edecek girişimlerde bulundular” dedi. Erdoğan, ne Reyhanlı’da ne de Hatay’da muhalefetin ve bazı medya kuruluşlarının yansıttığı gibi bir atmosfer olmadığını belirterek şunları kaydetti:
“Hatay bu alçakça saldırıyı büyük bir metanet, sabır ve sağduyu ile karşılamış durumda. Hatay’daki atmosferi bozmak, hoşgörü ortamını zedelemek için başta CHP ve milletvekilleri tarafından olmak üzere, bu bölgede çok ağır ve çok tehlikeli tahrik girişimlerinin yaşandığını biliyoruz ve bunları çok dikkatli şekilde takip ediyoruz. Hatay’da gerçekten çok tehlikeli bir oyun oynanmak isteniyor. O kadar ki Türkiye dışında tezgahlanıyor, Türkiye içindeki uzantılarıyla, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kandırılmak suretiyle icra edilmek isteniyor. Burada bir siyasi mezhepçilik yapılıyor. Bu çok tehlikeli bir oyun. Bu oyuna hiçbir mezhep mensubunun gelmemesi gerekir. Hatay’da gazeteci, tüccar, iş adamı kılığındaki bazı karanlık şahısların ajanlık derecesindeki, vatana ihanet derecesindeki faaliyetleri tespit edilmiştir ve bunlar tutuklanarak yargıya teslim edildiler. Maalesef bu şahısların CHP içindeki bazı milletvekilleriyle irtibatları da tüm delilleriyle, belgeleriyle tasdiklendi. Örneğin CHP’ye yakın bir gazetenin Hatay temsilcisi ajanlık yaptığına dair çok bariz delillerle şu anda tutuklanmış durumda. Tabi mesele bundan ibaret değil. Hatay ve ilçelerinde yapılan eylemlerde, gösterilerde özellikle mültecilere yönelik saldırgan girişimlerde kökü dışarıda olan bu yapılanmaların etkisinin olduğu da yine tespit edilmiştir.”
-“CHP TÜRKİYE DÜŞMANI BİR ÜLKENİN LEHİNE TAVIR TAKINAMAZ”-
Erdoğan, Suriye’de de herhangi bir etnik gruba, herhangi bir inanç veya herhangi bir mezhep lehine ya da aleyhine tavır takınmalarının söz konusu olamayacağını vurgulayarak, “Suriye meselesine mezhep temelli bakmak ve bunu da vatana ihanet noktasına kadar taşımak son derece vahimdir, son derece tehlikeli bir oyundur. Hataylı kardeşlerimin, 81 vilayetteki tüm kardeşlerimin bu tehlikeli oyunlara ve bu tahriklere karşı dikkatli olmalarını özellikle rica ediyorum. Buradan CHP Genel Başkanını, CHP’nin malum milletvekillerini Türkiye aleyhine oynanan bu oyunlardan dikkatle sakınmaları noktasında uyarıyorum. CHP Suriye
Meselesinde tarafsız kalma hakkına elbette sahiptir. Bizi desteklemeyebilir. CHP bizim Suriye politikamızı eleştirme hakkına da elbette sahiptir ama CHP Türkiye’nin aleyhine, Türkiye düşmanı bir ülkenin lehine bir tavır takınamaz. O ülkeyle, o rejimle işbirliği halinde Türkiye üzerine tehlikeli oyunların içinde taşeron olarak yer alamaz. Buna biz de müsaade etmeyiz, millet de, yargı da müsaade etmez, etmemelidir” diye konuştu.
-“CHP’NİN BU SALDIRGAN RUH HALİNİN SEBEBİ NİHAYET ORTAYA ÇIKTI”-
Reyhanlı saldırılarının ardından CHP Genel Başkanı ve milletvekillerinin yangına benzinle giden bir tavır sergilediğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“CHP’nin tavrı suçu örtmek, suçluyu gizlemek, hedefi başka yönlere saptırmak
üzerine kuruluydu. Bununla kalmadılar Reyhanlı saldırısının ardından hem Reyhanlı’yı hem Hatayı tahrik etmek için ellerinden geleni yaptılar. Kendi yandaş medyalarıyla, sosyal medya üzerinden son derece örgütlü bir psikolojik harekata giriştiler. CHP’nin bu saldırgan ruh halinin sebebi nihayet ortaya çıktı. Bakın ben bugün burada çok çok önemli aynı zamanda tarihi nitelikte bazı bilgileri paylaşacağım. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir siyasi parti böyle bir karanlık ilişkinin hem de ucu dışarıda olan böyle bir komplonun içinde bugüne kadar yer almamıştır. CHP’nin başındaki zatın bize terörist başı diyecek kadar edebini, izanını, şuurunu kaybetmesi işte bu karanlık senaryolarda yer almanın getirdiği suçluluk psikolojisidir. Son dönemde CHP’li milletvekillerinden oluşan 2 heyet Suriye’ye gitti. Suriye’nin gayri meşru rejimiyle, eli kanlı Beşar Esad’la görüştü. Utanmadan sıkılmadan fotoğraflar çektirdi ve dünyaya yayınladı. Mayıs ayında istihbarat ve emniyet güçlerimiz hem Reyhanlı saldırısı hem de plan aşamasındaki saldırılarla ilgili operasyonlar yaptı. Plan aşamasındaki saldırılar mülteci kamplarında bomba patlatmak, mülteci kamplarındaki bazı Suriyeleri öldürmek ya da kaçırmak üzerine kurulmuştur. Güvenlik güçlerimizin ve istihbarat birimlerimizin başarılı çalışmalarıyla bu saldırılar gerçekleşmeden önlendi. Hem Reyhanlı saldırısı hem de kamplara yönelik saldırı planları Suriye içinde işadamı görüntüsünde karanlık bir şahıs tarafından planlandı. Bu adam şu anda Suriye tarafında ama geçmişinde bu da Hatay’da. Bu zatın babası da Esad’ın babasıyla arkadaştı. Bu işin uzantısı var. Ve şimdi oğluyla bu süreci sürdürüyorlar. Ama oğlun Türkiye’ye gelme endişesi var. Çünkü Hatay’da ihanet içindeki bazı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bu karanlık planlarda işbirlikçi ve maşa olarak kullanıldı. CHP’ye yakın bir gazetenin şu anda tutuklu olan muhabiri bu karanlık şahısla sürekli irtibat halindeydi. Defalarca bilgi ve belge sızdırdı. CHP’li bir milletvekilinin yakın akrabası bu karanlık senaryoların, karanlık örgütlerin içinde yer aldı.”
-“CHP GENEL BAŞKANI İSTİFA ETMELİDİR”-
“İki kez Şam’a giden CHP heyetine rehberlik ve aracılık eden kişi hem Reyhanlı saldırısını hem kamplara yönelik bombalama, öldürme ve kaçırma girişimlerini planlayan şahsın ta kendisidir” iddiasında bulunan Erdoğan, “Taksicilerden, şoförlerden, seyahat şirketlerinden CHP’nin başındaki şahsın pişkince bahsettiği develerden bahsetmiyorum. CHP heyetlerini alan Şam’a götüren Esad’la yapılan görüşmelerde yer alan hatta aynı fotoğraf karesinde poz veren şahıs Türkiye içindeki karanlık girişimleri planlayan şahıstır. Emniyet ve istihbarat birimlerimiz bu karanlık şahsın Türkiye’deki uzantılarını tespit etmiş, gözaltına almış yargıya teslim etmiştir. İfadeler, fotoğraflar, tüm deliller şu anda yargının elindedir. CHP Genel Başkanı ve bazı arkadaşları boğazlarına kadar çamura batmış durumdadır. CHP’nin Genel Başkanı şunu bilmeli; benim İstihbarat Teşkilatımın elinde deve fotoları yok, otomobillerin fotoğrafları var plakalarıyla birlikte. Ama sen develer üzerinde turistik seyahat yapıyorsan ayrı konu. CHP Genel Başkanı ve milletvekilleri son derece tehlikeli bir oyunun içinde figüran olarak yer almışlardır. CHP Genel Başkanının ahlaksızca, edepsizce yaptığı saldırılar, Reyhanlı ve diğer karanlık olaylarla ilgili irtibatı örtmeye karartmaya yetmez. CHP bu konuda derhal tatmin edici açıklama yapmak zorundadır. Lafla değil, belgeyle bilgiyle, biz belge gösteriyoruz. Hatta CHP Genel Başkanı ve arkadaşları derhal istifa etmelidir çünkü CHP’ye gönül verenler de bu genel başkandan kurtulmalıdır. Bu mesele son derece ciddidir. Maalesef CHP sübut etmiş bir takım ajanlık faaliyetlerine, vatana ihanet girişimlerine bulaşmış, bunlarla irtibatlı hale gelmiş getirilmiştir. Tekrar ediyorum; Türkiye’nin siyasi tarihinde hiçbir partiyle, hiçbir siyasi kadroyla bir başka ülkenin rejimi arasında böyle bir irtibat olmamıştır. Bu kara lekeyi CHP’ye, Türkiye’nin siyasi tarihine süren bu genel başkanı bu kadroyu şiddetle kınıyorum.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder