T24 
Kimin için anayasa? 
CHP
İzmir Milletvekili Rıza Türmen: Ortaya çıkan metin toplam yaklaşık 150 maddeden
oluşuyor. 40’ı üzerinde mutabakat var. AKP başkanlık önerilerini geri çekerse,
üzerinde uzlaşı bulunan madde sayısı çok daha fazla olacak
CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen
Kimin için anayasa? 
Anayasa yapım sürecinde bir dönüm noktasına gelindi. Meclis’te
grubu bulunan siyasal parti temsilcilerinin Anayasa Uzlaşma Grubu’nda bir
yıldır sürdürdükleri müzakereler sonucunda ortaya bir metin çıktı. Bu metin
üzerinde uzlaşılmış ve uzlaşmaya varılmamış maddeleri içeriyor. Anayasanın
iskeletini belirleyen bir metnin ortaya çıkmasının, sürece yeni bir motivasyon,
yeni bir hız kazandırmasına ve üzerinde uzlaşma olmayan maddelerin bir an önce
ele alınarak bir anlaşmaya varılmasına yol açacağını bekliyorsanız
yanılıyorsunuz. Şu anda Uzlaşma Komisyonu’nda görüşülen sürecin nasıl devam
edeceği değil nasıl sona erdirileceği.
AKP tuhaf bir biçimde,
yasama yılı sonuna dek metin üzerinde anlaşma sağlanamazsa Komisyon’un
kendiliğinden sona ermesi üzerinde ısrar ediyor. Oysa Uzlaşma Komisyonu’nun
çalışma usullerine ilişkin olarak dört parti arasındaki yazılı anlaşma
gereğince, sürecin tamamlandığına karar verilmesi için dört partinin mutabakatı
gerekiyor. Uzlaşma Komisyonu’nun kendiliğinden sona ermesi bu anlaşmaya aykırı.
Ayrıca bir yıldır çalışan Uzlaşma Komisyonu’na son verilmek istenmesi ancak
siyasal nedenlerle açıklanabilir: AKP, müzakere masasından kalkıp kendi
anayasasını yapmak istiyor. Ancak masadan kalkmanın siyasal bedelini ödemek
istemediğinden, belirli bir tarihe dek anlaşma olmazsa, Uzlaşma Komisyonu kendi
kendini fesih etsin görüşünü kabul ettirmeye çalışıyor.  
AKP’nin Başkanlık önerisinin
doğurduğu sorunları da bu bağlamda görmek gerekiyor. Başkanlık sistemi 3
partinin önerilerinin dayandığı parlamenter sistemden temelde farklı olduğu
için, müzakere yolu ile bir uzlaşıya varmak olanağı yok. Başkanlık sistemine
ilişkin maddelerinin sayısı yaklaşık 40. Ortaya çıkan metin toplam yaklaşık 150
maddeden oluşuyor. 40’ı üzerinde mutabakat var. AKP başkanlık önerilerini geri
çekerse, üzerinde uzlaşı bulunan madde sayısı çok daha fazla olacak.
AKP’nin Uzlaşma Komisyonu
çalışmalarına son verilmesini öngören tutumu ile başkanlık önerileri arasında
iki türlü çelişki var:
A- AKP bir yandan başkanlık önerileriyle
müzakerelerin önünü tıkıyor, öbür yandan uzlaşma olmuyor diye müzakerelere son
vermek istiyor.
B- AKP bir yandan “diğer bütün maddelerde
anlaşma olursa Başkanlık önerilerini çekeriz” diyor, öbür yandan Komisyon’a
anlaşmaya varmak için gereken süreyi tanımak istemiyor.
CHP, Uzlaşma Komisyonu’na
gerekli süre verilirse ve AKP başkanlık önerilerini geri çekerse, uzlaşma yolu
ile Türkiye’nin demokratik, çoğulcu, özgürlükçü bir anayasaya kavuşacağına,
böyle bir anayasanın hem Türkiye’yi demokratikleştirici ve özgürleştirici, hem
de bir toplumsal uzlaşı sağlayıcı sonuçlar doğuracağına inanıyor, bu yönde bir
çaba gösteriyor.
Bu amaçla CHP, sürecin
bundan sonraki bölümü için bir müzakere yöntemi öneriyor. Buna göre, ortaya
çıkan metin sivil topluma açılmalı ve sivil toplumun görüşü alınmalı. Bu
sürece, sivil toplumun görüşlerini alarak başladık. Bunu izleyen müzakereler
sonucu ortaya bir metin çıktı. Bu metni yeniden halka götürmemiz, halkın
görüşleri ışığında müzakereleri sürdürmemiz ve görüşmelerin bundan böyle saydam
bir biçimde yürütülmesini sağlamamız, katılımcı bir anayasa yapmanın gereği.
Katılımcılığı sağlamamız
anayasanın demokratik meşruiyeti bakımından önem taşıyor. Bu anayasa bir kurucu
meclis tarafından yapılsaydı, anayasanın demokratik meşruiyeti buradan
kaynaklanacaktı. Ama böyle olmadı. Anayasa mevcut yasama organı tarafından
yapılıyor. Bu durumda yeni anayasa meşruiyetini iki kaynaktan alacak: Meclis’te
grubu bulunan dört parti arasında sağlanacak uzlaşmadan ve halkın katılımından.
AKP her iki koşula da karşı gözüküyor. Bir yandan dört parti arasında uzlaşı
arayışını bırakıp kendi anayasasını yapmayı ve bu yoldan başkanlık sistemini
getirmeyi tasarlıyor öbür yandan CHP’nin sivil toplumun katılımını yolundaki
önerilerini reddediyor. O zaman “AKP halktan mı korkuyor?” sorusu ortaya
çıkıyor.
Sorunun bir de uluslararası
boyutu var. AB Avrupa Parlamentosu’nun 18 Nisan ve Avrupa Konseyi Parlamenter
Asamblesi’nin 23 Nisan’da kabul ettikleri Türkiye ile ilgili kararlarında
sürecin devam etmesi ve Venedik Komisyonu ile işbirliği yapılması öngörülüyor.
Bu öneri CHP tarafından kabul edildi. Ancak AKP kabul etmedi. Oysa, Venedik
Komisyonu yeni anayasa yapan Avrupa ülkelerine yardım amacıyla kurulmuş, geniş
bir deneyime sahip bir kuruluş. Venedik Komisyonu ile işbirliği hem uzlaşması
güç konularda bir uzlaşı bulunmasına yardımcı olur, hem de yeni anayasanın
Avrupa standartları ile uyum içinde olmasını sağlar.
Amaç halk için demokratik,
özgürlükçü, birey odaklı, güçler ayrılığı ve hukuk devletine dayanan bir
anayasa yapmak ise, koşulları ve alt yapısı mevcut. Ancak amaç Türkiye’de
siyasal iktidarın elindeki güç yoğunlaşmasını pekiştirmek ve tek adam
yönetimine anayasal zemin kazandırmaksa, buna karşı mücadele etmek tüm
demokratik güçlerin görevi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder