
Ocak ayı içerisinde İstanbul’da İslami finans üzerine 5 günlük bir sertifika eğitimi düzenlendi. “İslami finans endüstrisi son on yılda olağanüstü ölçüde büyüdü. İslami finans endüstrisine yeni alanlar açıldığı için İslami bankacılık sisteminin 2015’e kadar ikiye katlanması bekleniyor” ifadeleriyle başlayan eğitime çağrı metni, sözü bu alandaki iş olanaklarına getiriyor: “İslami finansal genişlemenin artan düzeyde vasıflı işgücüne ihtiyacı bulunmakta.”
Umar Karatepe 30/01/2013 Sendika Org
Metin İngilizce, eğitimler de. Türkçesi yok. Bu eğitime 5 gün katılarak vasıflı “İslami finans uzmanı” olarak sertifikalanmanın bedeli ise 3600 TL. Yüksek düzeyde üniversiteli işsizliğinin bulunduğu bir ülkede, fırsat bu fırsat tabii.
Zaten toplantıyı düzenleyen Sermaye Piyasası Lisanslama Sicil ve Eğitim Kuruluşu (SPL), da bu fırsatı değerlendirmek üzere kurulmuş bir kurum. “Sermaye piyasası profesyonelleri”nin lisanslanma (sınav ve sertifikasyon) işlemlerini yürüten kurum, bu alanda çalışmak isteyenlere 10 Haziran 2011 tarihinden beri hizmet veriyor. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası başta olmak üzere çeşitli borsaların ortağı olduğu kurumun, en büyük ortağı ise Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği. Yani tüm tahvil ve hisse senedi işlerini çekip çeviren kurumların çatı örgütü.
Zaten toplantıyı düzenleyen Sermaye Piyasası Lisanslama Sicil ve Eğitim Kuruluşu (SPL), da bu fırsatı değerlendirmek üzere kurulmuş bir kurum. “Sermaye piyasası profesyonelleri”nin lisanslanma (sınav ve sertifikasyon) işlemlerini yürüten kurum, bu alanda çalışmak isteyenlere 10 Haziran 2011 tarihinden beri hizmet veriyor. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası başta olmak üzere çeşitli borsaların ortağı olduğu kurumun, en büyük ortağı ise Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği. Yani tüm tahvil ve hisse senedi işlerini çekip çeviren kurumların çatı örgütü.
“İslami” kumarhane üniversitesi
SPL sadece İslami finans üzerine eğitim vermiyor, spekülatif işler sanatının tüm inceliklerini öğretiyor. İslami finans konusunda da Global University of Islamic Finance (Küresel İslami Finans Üniversitesi) ile işbirliği yapıyor. Kısa adı INCIEF olan ve lisansüstü eğitim veren bu üniversite, Malezya Merkez Bankası tarafından kurulmuş. Amacını, “İslami finans alanındaki işgücüne olan küresel talebi karşılamak ve ülkenin İslami finans merkezi pozisyonunu kuvvetlendirmek” olarak özetliyor. Master ve doktora programlarında sadece finans değil fıkıh dersleri de yer alıyor. INCIEF’in internet sitesinde, dünyada 1.6 milyar müslümanın “şeriatla uyumlu finansal ürünler” talep ettiğine ve bu sektörün hızla büyümeye devam edeceğine dikkat çekiliyor.
Spekülatif işleri kitaba uydurmak
INCIEF’in “Şeriatla uyumlu finansal ürünler” dediği tahvillerin, bonoların vs. başında da Sukuk geliyor. Sukuk genel olarak “faizsiz tahvil” olarak tanımlanmakta. Ödünç para bulmak amacıyla çıkarılan borçlanma senedi olan tahvil, satın alan kişiye belirli bir meblağı belirli bir vadede ödemeyi taahhüt eder. Bu kağıt üzerinde yazan meblağdan daha düşük bir bedele satın alındığı için para kazandırır. Sukuk da aynı biçimde, satın alana belirli bir tarihte ödenecek gelir vaat ediyor. Tek farkı; ödenecek paranın bir yatırımın kârı veya bir gayrimenkulun kirası üzerinden kazanılacağının garantisini veriyor. Çünkü kar ve kira İslam’da helal. Özellikle gayrimenkul kirasına dayalı sukuklar en yaygın olanları. Ancak sonuçta sukuk sahibi kişi paradan para kazanmakta, bu para sabit veya değişken getirili olabilmekte, aınıp satılması sonucu spekülatif kazanç getirebilmekte. Sadece kağıda reel bir karşılık gösterilmekte; böylece paradan para kazanmak kitaba uydurulmakta.
Finansın bu biçimde İslamileştirilmesine olan ihtiyaç, Körfez ülkelerinde biriken petrodolarlara zahmetsiz getiri alanları arayışından doğmuştu. İslamı bankacılık ve şeriata uygun yeni İslami finansal ürünlerle bu piyasa hızla gelişti. 1990’ların ortasında İslami finansal varlıkların büyüklüğü 150 milyar dolarken, 2011’de bu rakam 1 trilyon doları geçti. Büyük bir sıçrama yaşanan 2012’de de 1.6 trilyon dolara ulaştı. Özellikle Malezya, en baştan itibaren Körfez ülkelerinden gelen sıcak paraya kapılarını açarak, İslami finansın merkezi haline geldi. İslamileşmeye referansla “Malezya mı olacak” denilen Türkiye’de finanslaşmanın bu kanalında Malezya’yı örnek aldı ve Eylül ayında Hazine ilk sukuk ihracını gerçekleştirdi.
6 yıllık hayalin ilham kaynağı
Malezya Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları (GYO) Yöneticileri Derneği Başkanı Stewart Labrooy, daha 2012’nin Mayıs ayında Türkiye’nin Ortadoğu’nun İslami finans merkezi olabileceğini söylemiş ve kentsel dönüşüm programları üzerinden sukuk piyasası oluşturabileceğini ifade etmişti. Labrooy, “Alışveriş merkezi GYO’ları, hastane GYO’ları” kurarak bunlar adına çıkacak sukukları satmayı tavsiye etmişti.
Tüm bunlara bakınca AKP’nin kentsel dönüşümdeki ısrarının yanı sıra Erdoğan’ın “6 yıllık hayalim” dediği kampus hastanelerinin Danıştay tarafından engellenmesine olan öfkesi de daha net anlaşılıyor. Özel şirketler tarafından inşa edilecek 8 hastaneye karşılık olarak devletin bu şirketlere 25 yılda yaklaşık 26 milyar 500 milyon liralık bir meblağ ödeyeceği biliniyor. Buyurun size üzerinden sukuk çıkarılıp spekülatif karlar elde edilecek bir alan. Buyurun size Erdoğan’ın kuvvetler ayrılığı tartışmasını başlatmasına neden olan yargı kararlarına öfkesinin arka planı. İslami finansın balonları da, “seküler” finansınkiler gibi insan emeğinin azgın sömürüsü, doğanın ve kentlerin yağmalanması üzerinden şişiriliyor.
2007 yılının popüler tartışması “Türkiye Malezya olur mu” idi ve genel olarak yaşam tarzına müdahaleler bağlamında konu tartışılıyordu. 6 yıl geçti ve Malezyalaşma denen şeyin sadece bir İslamileşme olmadığı ortaya çıkıyor. İslamileşme, finanslaşmayı ahlakileştirmek, kapitalizmin bu evresinde daha da çıplaklaşan emek ve doğa düşmanı yönünün üzerini örtmek için kullanılıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder