Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen silahlı saldırıda aralarında PKK'nin kurucularından Sakine Cansız ile Fidan Doğan ve Leyla Söylemez adlı genç kadın hayatını kaybetti
T24 ("Bazı yazarların tepkileri,yorumları" haberin sonunda)
İlk bilgilere göre kimliği belirsiz kişi ya da kişiler, Gare du Nord’da bulunan Kürdistan Enformasyon Bürosu’na girerek saldırıda bulundu. İçerde bulunan Sakine Cansız, ile Fidan Doğan ile Leyla Söylemez 3 kişi öldürüldü.
Olay yerinde inceleme yapan polis Cansız ve Doğan'ın başlarından, Söylemez'in ise karnından vurulduğu açıkladı. Polis saldırıda susturuculu silah kullanılmış olacağını ifade etti.
Olay yerindeki Özgür Politika gazetesi muhabiri Selma Akkaya, Fidan Doğan'dan saatlerce haber alınamaması üzerine, arkadaşlarının gece saat 01.00 sıralarında binaya geldiklerinde kapı önünde kan izleri görünce kapıyı kırıp içeri girdiklerini söyledi.
Fransa Kürt Dernekleri Fedederasyonu Başkanı Mehmet Ülker de, "Bir iki arkadaş kapıda kan izleri görüyor. Kapıyı kırıp içeri girdiklerinde, üç kadının infaz edilmiş olduğunu görüyorlar" dedi.
Büronun birinci katta bulunduğu ve işlek bir caddede yer aldığına işaret eden Ülker, katliamın 9 Ocak akşamı saat 18.00 ya da 19.00 civarı işlenmiş olabileceğini söyledi. Ülker, çok profesyonelce yapılmış bir cinayet olduğunu söyledi.
Sakine Cansız kimdir?
Sakine Cansız, PKK'nın Fis kentinde gerçekleşen kuruluş toplantısında yer alan isimlerden birisiydi. PKK'nın hayatta kalan tek kadın kurucusu olan Sakine Cansız uzun yıllar kaldığı Dyarbakır Cezaevi'nde tutuklu kaldı. Bir süredir Fransa'da olan Sakine Cansız, zaman zaman örgüt içi tartışmalarda öne çıkan isimler arasında yer aldı.
Bazı yazarlarınTepkileri
T24 Paris'te PKK kurucularından Sakine Cansız ile birlikte 2 kadıan yönelik saldırının failleri ve nedeni henüz belirsiz. Ancak saldırı ile ilgili farklı yorumlar medyada paylaşılmaya başlandı. Saldırıyı gerçekleşitrenler ile ilgili yorumlar farklılık gösterse de yaratacağı sonucun 'gözdağı' olduğu üzerinde duruldu
Taha Akyol (Hürriyet gazetesi)
Aylar öncesinden istihbaratı yapılmış bir eylem olabilir. Derin devlet tarafından yapılmış olacağını sanmıyorum. Örgüt içerisinde de bazı tartışmalar yaşamış, bu konuda basında haberler yer almış. Şimdi gazetelerden bunları araştırıyorum
Avni Özgürel (Radikal gazetesi)
Öncelikle bu işin failleri şu mudur bu mudur bilemeyiz elbette. Ama doğrudan doğrya Öcalan’a yakın kişileri hedef alan bir suikast olduğu açık. İlgi çekici bir nokta daha çok yakın zamanda Almanya’da örgüt yönetimindeki farklı bir grubun öncü olarak değerlendirebileceğimiz kesimleri ile Cansız arasında yaşanan tartışmadır. Bu cinayetler de kriminal olarak bilemem ama profesyonel bir eylem. Yüzde yüz böyledir diyemem ama tetiği kim çekti sorusunun farklı cevapları olabilir. Ama olayın doğrudan Öcalan’ı hedeflediğini düşünüyorum. Kim yapmış olursa olsun.
Fehim Işık (Evrensel gazetesi)
Şunu söyleyebilirim ki PKK içerisinde Murat Karayılan ve Cemil Bayık neyse Sakine Cansız da odur. 12 döneminde Diyarbakır Cezaevi’nde kalmış ve direnişi ile tanınan bir kadındır. Onun ve KNK temsilcilerinin böyle bir suikaste kurban gitmeleri elbette şu son süreci baltalamaya yöneliktir. Ve şunu çok net söyleyelim ki bu, örgüt içi bir infaz değildir. Bu tür cinayetlerde önemli olan tetiği kimin çektiği değil cinayetin kimin işine yarayacağıdır.
Emre Uslu (Taraf gazetesi)
Sakine Cansız, örgüt içinde Mustafa Karasu ve Duran Kalkan ekibine yakın ama pasifize edilmiş bir örgüt lideriydi. Bu yönüyle de onun infaz edilmesi Duran Kalkan ve Mustafa Karasu ekibine verilmiş net bir mesajdır.
Bu infazi örgüt içi bir infaz gibi görünmekle birlikte özellikle Paris’te daha önce de benzer infazlar yapmış İran istihbaratının işi olma olasılığı da vardır.
O halde bu cinayetten yola çıkarak şu değerlendirmeyi yapabiliriz:
1) Muhtemel barış olasılığı giderek artıyor ve bu da üçüncül aktörleri, İran, Suriye vb gibi, oldukça rahatsız ediyor. Paris’te infaz yaparak Örgüt liderlerine Avrupa’ya gelmeyi kabul etmeyin diyor.
2) PKK içinde barış olasılığına karşı ciddi bir yarılma yaşanıyor ve bu yarılma infazlara kadar gidiyor
3) Eğer infazların barış süreciyle ilgisi yoksa –ki bu da pekala mümkün- örgüte yönelik Avrupa’ya yapılan operasyonlar nedeniyle bir iç tartışmanın sonucu olabilir. Özellikle Fransa’da yapılan operasyonlarda örgüt üyelerinin birbirlerini Fransız güvenlik makamlarına ajanlık yapmakla suçladıklarını biliyoruz. Fransa’da örgüte yönelik operasyonlarda bir çok kişi tutuklanırken örgütün kurucularından Sakine Cansız’ın elini kolunu sallaya sallaya kamuya açık bir kurumda yöneticilik yapması onu örgüt içinde “ajan” durumuna düşürmüş olabilir. Örgüt’te “ajan”ın cezası infazdır…
Sonucu itibariyle Sakine Cansız’ın infazı hem örgüt içinde bir çatlamaya neden olabilir. Hem de İmralı sürecine yönelik kuşkuların derinleşmesine neden olabilir.
Kadri Gürsel (Milliyet gazetesi)
Önde gelen 3 PKK aktivistinin Paris'te susturucu takılmış silahlarla profesyonel biçimde öldürülmesi, bu cinayetlerin failleri hangi güçler olursa olsun, İmralı'da başlayan görüşmelerden ayrı düşünülemez.
Cinayetleri planlayanların amacının Kürt kamuoyunda ve Kürt hareketi saflarında, İmralı görüşmeleri hakkında soru işaretleri doğurmak, güvensizlik yaratmak, kafa karıştırmak ve neticede barış umutlarını baltalamak olduğu açıktır.
Paris'te PKK'ya suikast ne anlama geliyor?
Paris'te PKK'nın siyasi kanadını oluşturanların kurduğu dernek binasına silahlı baskın yapıldı. Baskında PKK'nın kurucularından Sakine Cansız dahil üç kadın öldürüldü
Paris'in 10. bölgesinde Rue Lafayette üzerinde bulunan Kürt Enstitüsü'nde Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Söylemez isimli 3 kadın, başlarından kurşunlanmış olarak bulundu.
Sakine Cansız PKK'nın kuruluşunda yeralan isimlerden biri arasında bulunuyor. Fidan Doğan ise PKK'nın Avrupa'da yürüttüğü propaganda ve lobi faaliyetlerini yürüten isim olarak öne çıkıyordu.
Saldırıların İmralı'da Öcalan ile başlayan görüşmelerle aynı tarihe denk gelmesi dikkat çekici bulundu. Örgüt içi infaz olduğu sanılan eylemin ardından Paris polisi incelemeler başlattı.
Paris'in 10. bölgesinde Rue Lafayette üzerinde bulunan Kürt Enstitüsü'nde Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Söylemez isimli 3 kadın, başlarından kurşunlanmış olarak bulundu.
Sakine Cansız PKK'nın kuruluşunda yeralan isimlerden biri arasında bulunuyor. Fidan Doğan ise PKK'nın Avrupa'da yürüttüğü propaganda ve lobi faaliyetlerini yürüten isim olarak öne çıkıyordu.
Saldırıların İmralı'da Öcalan ile başlayan görüşmelerle aynı tarihe denk gelmesi dikkat çekici bulundu. Örgüt içi infaz olduğu sanılan eylemin ardından Paris polisi incelemeler başlattı.
Milliyet Yazarı Kadri Gürsel gündeme bomba gibi düşen suikasti şöyle yorumladı:
Önde gelen 3 PKK aktivistinin Paris'te susturucu takılmış silahlarla profesyonel biçimde öldürülmesi, bu cinayetlerin failleri hangi güçler olursa olsun, İmralı'da başlayan görüşmelerden ayrı düşünülemez.
Cinayetleri planlayanların amacının Kürt kamuoyunda ve Kürt hareketi saflarında, İmralı görüşmeleri hakkında soru işaretleri doğurmak, güvensizlik yaratmak, kafa karıştırmak ve neticede barış umutlarını baltalamak olduğu açıktır.
Türkiye'nin Kürt sorunu maalesef bölgeselleşmiştir. Türk hükümeti ve Kürt hareketi dışındaki birçok bölgesel aktör Türkie'nin Kürt sorunu denklemine dahil olmuşlardır ve bu aktörlerin çoğunluğunun menfaati Türkiye'nin Kürt sorunun çözülmemesinde, hep kanayan bir yara olarak kalmasında ve Türkiye'ye karşı kullanışlı bir araç olarak kalmaya devam etmesindedir.
Kürt sorununa çözümün tartışılmasına doğru evrilecek bir görüşme sürecini baltalamak isteyecek güçlerin PKK içinde de uzantılarının, unsurlarının olabileceği gözden ırak tutulmamalıdır. Ortaya atılacak "örgüt içi hesaplaşma" iddialarına bu gözle de bakılmalıdır.
İmralı görüşmelerini şu veya bu nedenle torpillemek isteyebilecek güçlerin sadece Türkiye dışında değil, Türkiye içinde de mevcut olduğunu dikkate almak gerekir.
Kürt sorununa çözümün tartışılmasına doğru evrilecek bir görüşme sürecini baltalamak isteyecek güçlerin PKK içinde de uzantılarının, unsurlarının olabileceği gözden ırak tutulmamalıdır. Ortaya atılacak "örgüt içi hesaplaşma" iddialarına bu gözle de bakılmalıdır.
İmralı görüşmelerini şu veya bu nedenle torpillemek isteyebilecek güçlerin sadece Türkiye dışında değil, Türkiye içinde de mevcut olduğunu dikkate almak gerekir.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder